Başı al valalı küçücük gelin
Seherde açılan güle dönmüşsün
Başına takmışsın altın çelengi
Turnadan alınan tele dönmüşsün
Yüce dağ başında sığınlar gezer
Derindir gölleri bahriler yüzer
Dilin şeker olmuş şerbetler ezer
Altın tas içinde bala dönmüşsün
Sarı çiçek sarvan kurmuş oturur
Türlü çiçeklere haber yetirir
Cennet’aladan da koku getirir
Ilgıt ılgıt esen yele dönmüşsün
Karac’oğlan der ki içtim bulandım
İçip içip aşkın meyinden kandım
Dünyalar başıma yıkıldı sandım
Derdini söylemez kula dönmüşsün