Ademoğlu dünya nimetin yerken
Bilinmez çiy sütten aş kapar kaçar
Er ekmeğin taştan çıkarır derken
Unun incesini taş kapar kaçar
Sikkesi kesilen şah mezarından
Sordum yok haberi sim ü zerinden
Bir gün gamze okun hep üzerinden
Yay gibi kurulan kaş kapar kaçar
Ademoğlu Azrail’in şanını
Bilse kuldan dava etmez kanını
Ölen Hakka teslim eder canını
Sağların gözünden yaş kapar kaçar
Çeşme-i zulmette ab-ı hayat ol
Merhamet bendine ak mir-i Haydar
Gönülden gönüle var gitmeğe yol
Bulunur Rıza-yı Hak mir-i Haydar
Cebrail’dir Hak emrini getiren
Hep peygamberlere buyruk yetiren
İlm-i ümmet mektebinde oturan
Muradım şem’ini yak mir-i Haydar
Arz eder gözüne gönül gördüğün
Ah edip göğsünü def gibi dövün
Enelhak darına Mansur’um bu gün
Rıza kemendini tak mir-i Haydar
Dikenlidir her kuş konmaz çalıma
Gül yakışır benim her bir dalıma
Aşık Seyrani’yim kemter halime
Çeşm-i insaf ile bak mir-i Haydar