Başından beri bildiğim hâlde insanın,
Dıştan iyi görünüp, kötü olduğunu içinin,
Nasıl da bulamadım iyi yolu,
Uzatarak melunlara, Allah ‘sızlara eli?
Neden aldandım yalan gülüşlere,
İki yüzlülük ettim, üzümdeki ululuğa?
Neden, aydınlığı seven hür kafa,
Münafıkların karanlığında oldu yarasa?
Neden, çekilmedim bir köşeye yalnız?
Nasıl gökte parlar bir tane yıldız?
Öyle parlasaydım, ne olurdu, düşmeden
yere, Yaklaşmadan hiçbir kibirliye, sefile!
Parıldayaraköyle, uzun yıllar geçince,
Sönerdim, Tanrı ‘dan vâde yetince.
Esirim, kurtulamam, ebediyen artık,
Keyfim yok, her tarafım ışıksız, karanlık.
Riyakârlar çevirmiş dört tarafımı,
Göremem güneşimi ve ayımı.
Kırıldı hayâl ve ümidim;
Görünmez karanlıkta çünkü Kabe’m!
Hava yoktur, alamam hiç nefes de,
Sarmış pislik sağı, solu, aşağı, yukarıyı.
Zordur: Gücün yetiyorsa kurtulursun,
Başaramazsan eğer, oracıkta boğulursun.