Gönül kurşun yemiş yaralı ceylan
Döndüğü noktadan bin yıl uzakta.
Yürek ateş düşmüş kuru bir harman
Yandığı noktadan bin yıl uzakta.
Ne nişan bozulur, ne düşer tetik
Zaman kanlı tezgâh,acılar mekik
Umut yavrusunu yitiren keklik
Konduğu noktadan bin yıl uzakta.
Şans ne ki? Bir doğar, ölür bin kere
En güzel arzular kalır mahşere
Sevginin meyvesi dalından yere
İndiği noktadan bin yıl uzakta.
Çıkar oyunbazlar ikbâl katına
Tepeler dağları alır altına
Dostluk sürücüsü vefa atına
Bindiği noktadan bin yıl uzakta.
Esasta her canlı mutlak bir ceset
Dünyamız soluyan ufak bir ceset
Evren teneşirde çıplak bir ceset
Yunduğu noktadan bin yıl uzakta.
(Dosta Doğru)