Felekden gûş itgil kim melek nice ayân söyler
Egerçi kim sözini savt u havf u bî-zübân söyler
Maânîden bedîini ki olur esrâr-ı gayb adı
İbârât-ı fasîh-ile idiben hoş-beyân söyler
Saña gayb-ı şehâdetden haber virür key işitgil
Ol iki âlemüñ hâlin nice hoş dil-sitân söyler
Nazar kıl encüm ü çarha medar ü mihver ü kutba
Ki vahdet hüccetin bir bir kamu bî-tercümân söyler
Bu esrâr-ı İlâhiyye kulak dutup işit ki anı
Sabâh-ıla revâh eydür zemîn-ile zemân söyler
Bu gaflet penbesin çıkar kulaguñdan işit anı
Burûc-ıla derec eydür menâzil kehkeşân söyler
Bu ahbâr u bu âsârı bu envârı bu esrârı
Sükûn-ı hâk şerh eyler medâr-ı âsümân söyler
«erâdan uş süreyyâya bitüp her zerrede yüz dil
Bu izz ü kudret ü be emr ü halkı her mekân söyer
Bu sırrı arş-ıla kürsî işidene ider rûşen
Dahı nûn ve’l-kalem eydür ü anı kün-fe-kân söyler
Bu ne izz ü celâletdür ne mülk-i bî-nilkrâ
Ki dükenmez niçe ki anı Süheyl-i ferkadân söyler
Güneş bir şuledür anuñ cemâlinden bu manîde
Gice gündüz gelüp giden bu nûr-ıla duhân söyler
Anuñ havf u recâsından geh eksilür geh artar ay
Bu tedbîre kalup hayrân melekle ins ü cân söyler
Kevâkib yüz sürüp aña yürür her biri bir yaña
Neden-durur bu teslîs ü bu terbî ü kırân söyler
Nedendür muhtelif encüm ki ehl-i akl fikr idüp
Bu tedbîr ü bu takdîri acablayu cihân söyler
Nedendür sürati arşuñ nedendür batvı kürsînüñ
Anı ilhâm-ı akl-ıla biliben her lisân söyler
Anuñ zâtı kemâlini anuñ vasfı celâlilini
Olur her katresi yüz dil bu bahr-ı bî-kerân söyler
Anuñ envâ-ı eltâfın anuñ ezâf-ı atâfın
Anuñ elvân-ı inâmın saña bu hâk-dân söyler
Sücûd ider aña hâk ü murâdınca yürür âteş
Eger sudur eger yildür senâsında revân söyler
Eger reml ola vü ger neml tesbîhini ol pâküñ
Eger nahl ola vü ger nahl ü mürg-i âşiyân söyler
Bu cârî rahmetin anuñ zim-istân dir ü tâb-istañ
Bu arı nimetin anuñ bahâr-ıla hazân söyler
Bulıt icrâ-y-ıla andan çeker hoş-âb-ı can-perver
İşitgil raddan şükrin ki nîce bî-gümân söyler
Zübân-ter idüp anuñ zikrini şol resme kim sûsen
N’irede gonca vü lâle bigi varsa zübân söyler
Cemâli bâgı bir zerre cihâna râyiha salmış
Anı müşg-ile anber dir gül-ile zaymürân söyler
Meger hüsni gül-istânı tecellî itdi topraga
Ki anuñ rengin nesrîn ü benefşe ergavan söyler
Anuñ tenzîh-i zâtında anuñ temcîd-i vasfında
Ne kim seyler-ise diller dili olmayan heman söyler
Enâr içinde her dâne emerken rızk pistânın
Hevâ Rezzâk sırrından viriben hoş-beyân söyler
Nebât eczâsını görüp dahı azâ-i hayvânî
İşit kim Kulhüve Allahü Ahad zikrin ayan söyler
Yaluñuz Kabe vü mescid degül zikrini Allahuñ
Künüşt-ile kilîse dir dahı deyr-i mugân söyler
Yılanuñ zehrine degin ne kim var kudretin eydür
Ne resm-ile ki dir tiryâk dime kim yalan söyler
Yaluñuz dil degül anuñ senâsında kamu azâ
Yüz ü göz ü el ü ayak reg ü pey üstühwân söyler
Öd ü talakda anı dir dahı her uzv tamarda
Eger safrâ veger sevdâ veger balgamla kan söyler
Bu üç mevlûd u dört ana tokuz ata ki görürsin
Kamusı anı dir rûşen dime kimse nihan söyler
Ne kim dillerde söylenür hemîn zikri-durur anuñ
Eger nefs ü eger akl u veger cism-ile cân söyler
Bu kamu muhdese kim var gerek bir muhdis-i kâdir
Ki ola âlim bunı bilüp bu akl-ı hurde-dân söyler
Bu kamu muhdese kim var gerek bir muhdis- kâdir
Ki ola âlim bunı bilüp bu cakl-ı hurde-dan söyler
Vücûdı muhdesüñ eydür anuñ varlığını rûşen
Kadîm oldugını işit ki nice câviœân söyler
Bu muhdis muhkem oldugı ki yok-durur halel anda
Bu cüz’iyyat ilmini anuñ hoş hoş revân söyler
İlâhî lutf u fazluñla tecâvüz it bu miskinden
Anı kim senden ayruguñ sözüni nâ-gehân söyler
Göñülde dâyimâ sensin saña eydür senâ cânum
Eger dilüm nigâr añar ya vasf-ı gül-istan söyler
Bu nagmât u bu elhânı ki ider Ahmedî peyœâ
Ne hoœ mürg-i Hucend eydür ne sîmürg-ı Isfahân söyler
Bu sözleri kamu sensin benüm dilümde söyleden
İşiden anı sanur kim bu pîr-i natüvan söyler
Dilinde âb-ı hayvânı revân itdüñ budur illet
Ki can-perver kelâm eydür ü şîrîn dâsitan söyler