Karar u sabrum alan zülf-i bî-karârundur
Harâb iden beni şol çeşm-i pür-humârundur
Hadeng-i gamzeni peyveste ey kemân-ebrû
Ciğerde sakladuğum bu ki yâdigârundur
Cihan şikârına şeh-bâz-ı zülfüni salagör
Kebûter-i dil ü cân hod senün şikârundur
Harâret-i teb-i hicranı def’ iden dilden
Bu boynumuzdaki meftûl-i tâb-dârundur
Aceb mi bağ kenarında dursa lâle hacîl
Ki lâle-zâr-ı cemâlünde hâr ü zârundur
Nazar gedâna kıl ey pâdişâh-ı hüsn ü cemâl
Ki devleti ezelî hüsn-i i’tibârundur
Dem-i bahârun ile dü cihanı hoş-dem iden
Nesîm-i gaaliye-i zülf-i müşg-bârundur
Hilâl halkasını gûş-i asumâna takan
Kamer yüzündeki Pervîn gûş-vârundur
Çemende reng viren lâleye yanağundur
Dilinde dâğ koyan âteş-i izârundur
Sürûr-i va’de-i yâra inanma sen Ahmed
Gama inan inanursan ki eski yârundur