benim işte evimizin önündeki salkımsöğüt
benim işte mahalledeki kör çeşme
şakayık benim gül ben
yakamı bırakmıyor gideyim
göğün ilkyazı, bir de kavuşamadığım
deniz, denizin gök gözleri
uzadıkça uzuyor mutsuzluğum
koşup yetişemiyorum trenler uçaklar
otobüs durakları elektrik faturası
telefon borcu, kuru bir yaprağım
ben, bitkin yığılıyorum bulvarlara
bulvarların korkunç yontusuyum
kuş biçimini alıyorum, taş
bir türlü kavuşmak istediklerime
kavuşamıyorum, pırıl pırıl bir piyano,
plaklar eski plaklar, yolculuklar
sonra karpuz yüklü bir kamyonla,
sarhoş gemisiyle rimbaud’nun
uzadıkça uzuyor mutsuzluğum
yaşım hızla elli beşe varıyor
ne yapsam başka bir şehre mi gitsem
nereye gidersem gideyim yakamı
bırakmıyor iç sıkıntısı, yalnızlık
duygusu, bir de gözleri zümrüt ayrılık