Onun evi kuşlara yakın, ne iyi
Bir kuş konsa sesine bozkırlar başlar
O şarkı söylediği zaman
Sessizliğe uzun yağmurlar yağar
Giyinmiş yalnızlığı, öğle sonu
Bakışlarında kesilmiş çiçek sapları var
Penceresinde gökyüzü, kuşlar
Nedense bir şemsiye gibi açılmışlar
Bir şey var onda olmaması gereken
Unutulmuş anılar gibi hüzünlü
Uçmuş gözlerinin mavisi
Dalıp dalıp gitmesi ondan
Yine toz alıyor, toz alışlarında
Bir yanlışı düzeltmenin rahatlığı var
Dursa biraz, sokaklar, kırlar
Bir bir penceresinden geçiyorlar
İyi ki birçok çiçeği var
Otursa bir yüzyıl çocukmuşçasına
Çiçeklerle konuşmaya başlar
Aşkı, ölümü, bir çeşit ölümsüzlüğü
O beyaz tutumuyla konuştukça
Bitişik binadan kuşlar uçar