Gelincikleri soruyordun ya erken saatlerde
Sokağın ucundan baktım yoktu ovada
Yelkovan kuşları vardı denize doğru uçan
Mekanik çığlıklardan haberli, minarelerden
Çatılarda dem çeken güvercinlerden
Oturmuş düşlerini örüyordu yaşlı bir kadın
Avucunun içinde dağ göllerinin sesi
Baktım eski güneş paltosunu çıkarıyordu
Kapılardan sızıyordu sokağa şehnaz longa
Gülleri soruyordun ya güz geldi işte
Küstüm ben mayısa, bahar kuşuna
Umut türküleri yağmurun sicimlerine düğümlendi
Baktım güne sızıyordu şuradan buradan sonbahar
Tentelerin, ipek sedirlerin sesine
Sonra mahmur gözlerine düşrengi
Taşıttan indim yağmur dindi birdenbire
Baktım içimde ezik bir yaprak sesi
Yürüdüm, sarı yapraklar uçuştu önümde
Gün ikindi oldu çiçeksiz işsiz gün
Çok şey yazıldı ya kırık bir hüzün
Hep vardı kalbimde, kalbimse kaldı
Denize karşı bir park kanepesinde,
Resim çektirdim sesim de çıktı sessizliğim de