Şu günler bir tuhafım: düş kurmak bana yasak
Cehennem “ben”im yoksa “başkası” mı cehennem?
Ağzım pas tutmuş kilit dilim körelmiş bıçak
Gölgeme ters düşüyor bir yazgı gibi gövdem.
Haydi büyük harflerle ve çığlıklar atarak:
Akşam olsa da yatsak sabah olsa da kalksak.
Ne “tek”lik ne de çokluk bırakıldığım dünya
Ussal dayanağım yok: hem suçsuzum hem kurban
Ben miyim bir hiçliği sonsuz yansıtan ayna
Kendini aşmak için her gün yeniden kuran?
Haydi büyük harflerle ve ‘ayağa kalkarak’:
Akşam olsa da yatsak sabah olsa da kalksak.
“Dün” yoktu “yarın” var mı? Bu bir Çin işkencesi
Yeniden bana döndü göğüslediğim her taş.
Sırtımda bir dervişin yalnızlık elbisesi
Şiiri mülk edindim acıyla sarmaş dolaş.
Haydiii büyük harflerle ve şapka çıkararak:
Akşam olsa da yatsak sabah olsa da kalksak.
Senin yıkımın işte şimdiyi sorgulamak
Anladım: herkes bana hep ben olmayan bir ben
Her geçmiş yiten ırmak her aşk kendine tuzak
Yine de kahramanca saçmaya baş eğmeden
Haydi büyük harflerle ve kadeh kaldırarak:
Akşam olsa da yatsak sabah olsa da kalksak.