geceler kör ve sağır/ses vermeyen bir kuyu
haklı kılar uykuyu ve uyuşturucuyu
ağzındır çiçek açan erguvan gökte
yeşertir bir aşkı ve küçücük bambuyu
anka’ya işmar eder zümrüt ve yakut
çıldırtmak için serkeş bir kuyumcuyu
bu yüzden kana boyar aklının saçağında
tüneyen tahta kuşlar bütün ortadoğu’yu
ne kadar içsen de kandırmaz artık seni
yaranı azdıran o bengisuyu
yürek bir mermi gibi sürülür yalnızlığa
mutlandırırsın tetiği ve namluyu
sendin ve büyüten de hep sen olacaksın
göğsünde akrep diye sakladığın korkuyu
ahmet necdet ne kaldı sana bunca yangından
kendine dert ettin de aşk denen kuruntuyu