Bunları da Okuyun

    Leylekler (Hele Bakın) Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Anılar Irmağının Kıyısında Şiiri – Hasan Hüseyin Korkmazgil

    29 Aralık 2021

    Nisan Şiiri – Gerard De Nerval

    29 Aralık 2021

    Efsane Şiiri – Veysel Çolak

    29 Aralık 2021

    Kötülüğe İnan Kötüye Değil Şiiri – Cesar Vallejo

    29 Aralık 2021

    Demin Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021

    Elde Ayran Tası Var Şiiri – Erdoğan Alkan

    29 Aralık 2021

    Diyalektik Gazel Şiiri – Attila İlhan

    28 Aralık 2021

    Nirvana Şiiri – Charles Bukowski

    29 Aralık 2021

    Çobanıl Şiiri – Ali Püsküllüoğlu

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Dönemler»Cumhuriyet Dönemi»Akgün Akova»Ayça Şiiri – Akgün Akova

    Ayça Şiiri – Akgün Akova

    Akgün Akova- Akgün Akova
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Sevgilin “çukulata götürelim,” derken,
    sen “oyuncak alalım,” diye tutturdun,
    “nasıl olsa bi’ gün bebeleri olacak di mi? ”
    “ya çocuk istemezlerse,” dedi seninki kaşlarını kaldırarak
    valla haksız da değil, baksana dünyaya neler ettiğimize
    “aaaa,” dedin, “Necla üç çocuk istiyor,
    kardeşsiz büyüdü ya, yokluğunu biliyor.”
    Her zaman böylesindir,
    Kanije kalesi gibi savunursun düşüncelerini
    “birinden biri kısır çıkarsa,” diyerek bir olta daha attı karşı taraf
    “o zaman evlat edinirler gül yüzlü bi’ bebeyi,” dedin kızgınlıkla
    ve oyuncakçıya daldın tutup sevgilinin elinden.
    İçeride kağıttan evler, ışıklı atlıkarıncalar,
    tavanlara asılan uçaklar ve adamım Şarlo,
    burnu sivilceli cadılar ve top oynayan kurbağalar,
    aynı rafta yan yana..

    Lahana bebeklerin önüne gelince aralandı
    çocukluğunun tül perdesi.
    23 nisan’larda uçuşan çiçekli eteğin,
    denize girmeye çalışan daracık sokaklar,
    otlar üzerinde yavru bir tırtıl olarak yuvarlandığın bahçe,
    neyse,
    babannenin ölmeden birkaç gün önce,
    sen uyurken yanına bıraktığı
    bebeğin ikiz kardeşini görünce,
    yağmura durdu gözlerin.
    Bak aramızda kalsın, ama ağlayınca Hindistan’a benziyorsun,
    sen benim Pakistan olduğumu biliyor musun Ayça desem,
    şiirin içine coğrafya girecek.
    Adlarını sevdiğim ama görmediğim şehirler
    Buenos Aires,
    Kopenhag,
    Rio de Janeiro,
    Lizbon ve
    Semerkant girecek..

    Ağlayınca Çaldıran Savaşı’nda yaralanan bir ata benziyorsun,
    sen benim Yavuz Sultan Selim’in seyisi olduğumu
    biliyor musun Ayça desem,
    şiirin içine kanlı nalların tarihi girecek,
    uygarlığa ne katkısı olduğunu bilmediğim savaşlar,
    Dandanakan,
    Miryokefalon,
    Sırpsındığı ve
    Otlukbeli girecek..

    Ağlayınca incisini düşüren bir istiridyeye benziyorsun,
    sen benim gökyüzünü düşleyen bir denizyıldızı olduğumu
    biliyor musun Ayça desem,
    şiirin içine okyanuslar girecek,
    düşündükçe ürperdiğim iç denizler,
    mercan adaları,
    denizatları
    ve Ferit Edgü’nün
    her okuyuşumda
    içimdeki taşraya
    deniz kokusu taşıyan sözcükleri girecek:

    “Demirlediğimiz koyların çoğunda, demiri atar atmaz,
    daha çıma almaya vakit bulamadan, kıçtan takma bir motorla,
    genellikle iki çocuk yaklaşıp halatlarımızı alır
    ve bir ağaca ya da kayaya çımamızı bağlarlar.
    sonra dönüp sorarlar:
    Bir istediğiniz var mı? Su, sebze, içecek, balık….?
    Bir seferinde, bir böcek istedim, çok geçmeden getirdiler.
    bir seferinde bir ahtapot istedim, iki ahtapot getirdiler.
    Aynı gün incir ve üzüm istedim,
    günbatımına doğru bir sepetin içinde
    asma ve incir yaprakları üzerine dizilmiş
    renk renk incir ve üzüm getirdiler.
    Yolculuğun sonuna yaklaşmıştık.
    Bir akşam vakti,
    tekneye gene yaklaşıp sorduklarında,
    isteyecek hiçbir şeyim yoktu.
    Bir denizkızı istedim,
    gittiler ve bir daha görünmediler.”

    Ağlayınca kumsalı içine çeken bir denizkızına benziyorsun,
    sen o iki çocuktan birinin ben olduğumu biliyor musun Ayça desem,
    şiirin içine gizli aşklar girecek
    ki girmesin de
    biz oyuncakçıya geri dönelim,
    çünkü gözyaşlarını silerken sen,
    toz oluverdi sevgilin.
    Zil çalan maymunların arasına baktın, yok,
    oyuncak ayılarla oynamaya mı gitmiş baktın, yok,
    plastik böceklerin kutularına baktın, yok.
    Onu ararken rastladığın
    tahta atın
    yelelerini okşadın ve öptün gözlerinden.
    “Hoop n’oluyo,” dedi arkandan sevgilinin sesi.
    “Burda bi’ aslan varken bi’ beygire mi aşık oldun? ”
    Sıkıp dişlerini dönerken ona doğru sen,
    gördün sana çevrilmiş tabancayı.
    Silah uzmanlarının titiz bir oyuncak tasarımı mı desem,
    şeytan içine şiir doldurur mu desem
    ama o
    “Bunu alalım Necla’lara,”dedi, “plastik mermi de atıyo’muş,”
    sırıtarak ekledi, “sonra, her eve gerekli bu zamanda.”

    Sevgili Ayça,
    fırlattığın tabanca yerini bulmadı ama
    aşk defterinden sildin o anda hergeleyi.
    Şimdi tahta atı armağan paketi yaptırırken yeni sevgilin için,
    dinliyorsun oyuncakçıya söylediklerimi.

    “Kendisini kırmayan çocuğa aşık olur oyuncak
    ve değil mi ki aşk,
    oyuncak sanıp yatağımızda sakladığımız
    içi bencillik dolu bir silah…”

    Akgün Akova şiirleri Ayça Şiiri - Akgün Akova Ayça Şiiri - Akgün Akova şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Yanlış Anlaşılmasın Şiiri – Akgün Akova

    Sıcak Buz Şiiri – Akgün Akova

    Sevdiğim Kadın Adları Gibi / 15 Şiiri – Akgün Akova

    Sevdiğim Kadın Adları Gibi / 14 Şiiri – Akgün Akova

    Sevdiğim Kadın Adları Gibi / 13 Şiiri – Akgün Akova

    Sevdiğim Kadın Adları Gibi / 12 Şiiri – Akgün Akova

    Bunları da Okuyun

    Üzgün Değilim Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Ece Uç Bey Şiiri – Ahmet Necdet Sözer

    29 Aralık 2021

    Arayış Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Gene Böyle Şiiri – Afşar Timuçin

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Ziya Gökalp

    Uyu Yavrum Şiiri – Ziya Gökalp

    Ziya Gökalp

    Uyu yavrum, uyanacak günler var, Yarınları gözetleyen dünler var. Baban şehit izlerinde ünler var. O…

    Dîvân-ı İlâhîyât 206 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Nice Eyler Şiiri – Aşık Sefai

    29 Aralık 2021

    Yemin Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Beyaz Şiiri – Ziya Osman Saba

    29 Aralık 2021

    Hezaran Köprüden Geçdim Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Nuhun Kızı Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021
    Etiketler
    Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Agah şiirleri Ruhsati şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Karacaoğlan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.