Yanlış mı hatırlıyorum
bir elin kapı arasında kalmış
eşikten, son kez gibi bakıp
‘gecikirsem meraklanma’ demiş olmalısın
fakat o ses! ezilen parmaklarından mı geldi, çatırdayan
kapıdan mı
öbür elin tabağı dolduran kirazları gezdi durdu
– bak sonra karışmam,kuşların gagaladıkları benim,tamammı
sonra kanatlanıp bir tarlaya girmeliydik, kovmak için korkulukları
çünkü, kalbimden bu hışırtı, kaçan bir korkuluktan ya da
hiçbir yere kaçıramadın kalbini
bir odada can sıkıntısı:senistersenyatbenoturacağım
akşambizdelergelirkennegetireyim uyumu bir evde
vitrinlerin önünde doğum günlerini hatırlama bilgisi
ilerde vermek üzere mevsim sonu ucuzluğundan armağanlar
peki içerdekilere ne yazmalı: bunun da kitabı çıkar yakında
ve bir orman tutumuyla çıktın sonunda şehirden
bundandır,bütün ağaç dikme bayramlarında domuzuna bozguncu
birinci şubede oyun bozansın,mızıkçısın dal’da inadına
kulaktan kulağa oynadınız,ilerlemiyor, sende takıldı
görmedim! duymadım! bilmiyorum!
isim – şehir – eşya oyununda kağıdın bomboş
…………..
…………..
…………..
……………
Akif Kurtuluş (kırgınlıklar galası, 1997)