Kurumuş, kokusuz bir çiçek gördüm,
Unutulmuş bir kitabın sayfaları arasında;
Ve bu çiçek tuhaf hayallerle,
Doldurdu ruhumu ansızın:
Nerede açtın, ne zaman, hangi baharda?
Çok mu yaşadın, kim seni koparan?
Tanıdık mı, yabancı bir el mi?
Ve neden seni böyle bırakıp gittiler?
Sevecen bir buluşmanın mı,
Yoksa ölümcül ayrılıkların anısına mı,
Ya da ıssız kırlarda, orman gölgelerinde yapılmış,
Bir yalnız yürüyüşün ardından mı buradasın?
Yaşar mı şimdi çiçeği solduranlar?
Acaba şimdi neredeler?
Yoksa onlar da, şu gizemli çiçek gibi,
Çoktan cansızlaşıp gittiler mi?
Çeviren: Ataol Behramoğlu