Yeşil bahçesinden bir al yanaklı
Elma kopardım, ki inci dişlerin
Üstünden ısırıp menevişlerin
Tatsın hangi cennet içinde saklı.
Ormanların en sık yerine girdim;
Sülün tüylü, altın bakışlı, insan
Gibi düşünmeden gülen, konuşan
Bu kuşu da tuttum, sana getirdim.
Bak, bir yıldız gözü gibi parlıyor,
Gizli bir kumsalda buldum bu taşı;
Denizden dalgalı saçında taşı;
İsmini bilenden, anlayandan sor.
Bunların hepsini getirdim sana;
Yorucu ve uzun yolculuğumdan
Kulaklarımdaki türküdür kalan,
O türküyü sen de çok görme bana.
Bir geceydi, su ve gök son nefeste,
Deniz kızlarının şakrayan sesi
Yaktı kalbimdeki eski hevesi;
Bilmem hangi sihir vardı bu seste.