Oglumla kira gitmiştim, küçücük adimlariyla
çayirlarin üstünde koşmak istiyordu ve düşüyordu.
Bir kurbaga
siçrayiverdi önünde: Hiç görmemişti, korktu.
Bir agaç vardi, tirmanmak istedi.
Bir hendegi
atlamak istedi, bir taşi yerden sökmek.
Koştu koştu koştu sonra
yakalamak istiyordu bir serçeyi.
Apartmanin üçüncü katinda, elli santim var yok
daracik ama upuzun bir balkonda
Gökyüzünü, apartmanlarin çatilarini, uzaktaki
agaçsiz birkaç tepeyi
göre göre büyüyordu işte, kentli bir çocuk olarak.
O gün kirda
çildirdi sanki, ne yapacagini bilemiyordu
sevinçten.
Önceki gün yagmur yagmişti, patlamişti bütün otlar
yuvarlanip durdu
yemyeşil oldu üstü.
Kahkahalarini görmeliydiniz, nasil da
çigliklar atiyordu.
“Koş baba, koş! ” diyordu, koşarken bir kelebegin
incecik, renkli kanatlari ardinda.