Bağışla unutmuşsam, unuttum
sanma yine de;
Yalnız ve kimsesiz
bir salkımsöğüt bozkırda
ve solgun suları durgun bir deniz
gibiyim şimdi;
saçlarımı dağıtmakta
şafağın tatlı eli.
Haydi çöz şu kelepçeyi, bu dağı
bilirim ben: Pınarlar akar, sessizce;
tanırım bu ormanı,
bilirim keçiyollarını her otu, her ağacı,
her dereyi;
duyulan, kuş sesleridir;
bırak da dalıp gideyim sonsuz kıra
yaşlı ruhum, gövdemle.
Ya da çöz dilimin bağını
duysun çığlığımı dünya!