Bunları da Okuyun

    Taşlama Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Pembe Yalı Şiiri – Oktay Rifat

    29 Aralık 2021

    Ocak Taşı Şiiri – Hüseyin Peker

    29 Aralık 2021

    İlk Mektup Şiiri – Seyyit Nezir

    29 Aralık 2021

    Altıncı Ağıt Şiiri – Rainer Maria Rilke

    29 Aralık 2021

    Öz Duygu Şiiri – Feyzi Halıcı

    29 Aralık 2021

    Çok Sevmek Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Beraberlik Marşı Şiiri – Metin Önal Mengüşoğlu

    29 Aralık 2021

    Doktor Şandu’nun Esrarı Şiiri – Attila İlhan

    28 Aralık 2021

    Kar Kesti Yolu Şiiri – Nazım Hikmet Ran

    20 Mart 2022
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Dönemler»Cumhuriyet Dönemi»Alper Gencer»Cevapsız Bir Çağrı Olarak Devlet Şiiri – Alper Gencer

    Cevapsız Bir Çağrı Olarak Devlet Şiiri – Alper Gencer

    Alper Gencer- Alper Gencer
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    i.

    bir gün bütün faşistler ölecek anne
    yer yarılacak ve sonrası malum
    tabiata son’suz güveniyorum
    şartlar devrimci olmamı gerektiriyor
    bu sözle sessizliğin kanına giriyorum
    bu kedersiz suskunluğun kanını emip tükürmek
    saltanat zehrinden iktidar sevdasına
    devletin bekasını bombalamak istiyorum!

    bir gemi de ben kaldıracağım buradan
    bu yüzyıldan kendime merhamet yontacağım
    bu zulmü ortasından gemilerle yaracağım
    dağlardan hudutlardan vicdan kaçıracağım
    devrimciler çok sever dağları denizleri
    devrimci olmamdan en çok annem endişeli
    ama BM beni kınasa annem buna aldırmaz
    Ben BM’yi kınasam BM bana aldırmaz
    ha birleşmiş milletler ha üçer üçer koşturan maymun sürüsü
    ha tersine darvinizm ha “viva devletlûm! ”
    ha otoriteden müsaade ha aldanmak masivaya
    kan alırken çatladı arzın ar damarı
    hemşir’anım dünyaya az pansuman yapsana:
    haç gölgesinde kadrolaşan avrupa
    ruhu şarampole yuvarlanan latinler
    her hançerin yankısı ingiliz siyaseti
    onun duygusuz piçi birleşik devletler
    her zulmün altında israil hükümeti
    sesi parçalı boğuk patetik sovyetler
    biat farkı yüzünden gözleri hala yumuk
    kendi kazanında uzak doğu milleti
    komşusunun katlini izleyen kukla
    yatacak yerin yok senin mısır medeniyeti
    kral diye bir arap okumadım kitapta
    o halkından kopuk bir ortaçağ obezi
    kendi milletimin bile kendi devleti
    ile husumeti, kan davası var
    ölmez isen zorlarlar seni ötenaziye
    öpecekmişçesine parçalarlar sineni
    inerek dil köküne şarkını yasaklarlar
    destanların şehirlerden geçmez olur böylece
    tövbe haşa Allah’la senin arana girip
    yaptığın ibadeti ha bire zapt ederler
    eleğimsağma misali açılan
    inançları yek renge raptederler
    karşı koysan bir punduna getirip
    yasayla, imzayla darp ederler
    asırlardır duvara asılı resimleri
    değiştirme isteğinle harp ederler
    kahrolsun meşruiyet!
    kahrolsun meşruiyet!
    ve böyle kamu vicdanı
    ve yersiz öten yönsüz uçan hukuk kuşları
    ve mazluma durmadan suç isnat eden
    zalimi aklayan o meşru yalan
    bilmez ki senin mabedini yıkarak
    kendi Mabut’una kast etmektedir
    bilmez ki kast ettiği o güzel Mabut
    güneş sistemine emretmektedir
    devlet soluk aldıkça faşist doğurur
    çocuk mahpus düşerse devlet vurulur
    hayaletler ve putlar ve çuvalla para
    babamı devletin tabutuna koydurur

    ii.

    babam ters ters bakarken onu çok seviyorum
    babamdan devletle geçinmeyi öğrendim
    babalar hiç durmadan devleti çok seviyor
    babam ters ters bakarken bana
    doğru yaptığıma inancım artıyor
    babam ama yağız delikanlıyken
    rest çekmiş devlete, sürmüşler onu
    gül eğmiş boynunu, yaraya merhem
    sürdü mü bülbül, bülbül olur mu?
    babam orta yoldan gitmemi arzuluyor
    Resulullah öyle buyurmuş diyor
    babam Resulullah lafzının beni
    en zayıf noktamdan vurduğunu biliyor

    iii.

    ifrada yetecek itidalim kalmadı
    bir yolun ortası tam olarak bazen
    bir gemiye atlamak ve bir daha dönmemektir
    mazlumun feryadı yankılanınca
    çölsüz sesin hükmü düşer
    cayar gövdesinden kelle
    güverteler kana bulanır, kan denize
    bu mesela biraz da şöyledir anne
    artık mağara kapılarını örümcekler örtmese de
    Sevr’de yuva yapmasa da güvercinler
    en devesiz zamanında yeryüzünün
    bu muhataralı çölü bir defada geçecek
    bulunur yine bir gemi dolusu yürek
    ve Sıddık ayağıyla gelip kapatır bilânçoyu
    çünkü Sıddık’ın ayağını yılan soktuğu zaman
    devesizdi ve yanında Peygamber vardı
    malı mülkü ömrüne yetecek kadardı
    benim böyle zengin arkadaşım olmadı
    hayat müşterek dedim, kaçıp gitti her biri
    çok parası olanın benle işi yok
    benle işi olanın çok parası yok
    onbinlerce lirayı apansız borçlanınca
    babamdan “Allah Kerim! ” söylemeyi öğrendim
    babamdan İslam’ın beş şartını öğrendim
    babamdan zalimlere sabretmeyi öğrendim
    babamdan taksit yapıp borçlanmayı öğrendim
    babam ömrü boyunca bana dua etmiştir
    ben oğluma ömrümce dualar edeceğim
    oğlum benim kabrime gelip biraz su dökse
    “babacım” dese bana “günahların affolsun”
    Allah duysa oğlumu duayı kabul etse
    maaile kavuşsak orda cennet ehline
    bağıra bağıra yahut kısık sesle her neyse;
    darphaneler yıkılsın! tersaneler kurulsun!
    denizler mazlum için gemilerle donansın
    babam geçsin dümene annem balık pişirsin
    gemi varsın Gazze’ye, dünyada savaş bitsin

    iv.

    bir gün bütün faşistler ölecek anne
    son düdük çalınacak ve müsabaka bitecek
    sana sil baştan anlatmak istiyorum
    bir ucu uzasın gitsin uzaklara
    söylersen göremezsin, görürsen söyleme
    sen yaşarken seni seviyor olmak
    kavgada tutarlılık zerk ediyor gövdeme
    putlaştıkça puştlaşan faşist imalat evi
    sürtündükçe yanına karası bulaşan devlet
    ağlayan bebelere sağır kaldıkça
    ne bekası kardeşim, kimin bekası!
    dünyada iktidar denilen köpek
    israil devleti ve yardakçı şürekâsı!

    çok sıcak bir çöl sahnesi düşleyin
    çok kızıl bir çöl sahnesi düşleyin
    ya da bir güverte bir helikopter
    öncesinde her taraf yeşil ve serin
    kendini üreten merhamet var önce
    vicdan parasız yatılı ve hikmet
    bütün sokaklarda işporta
    yani bir sokağa saptığınızda o sıra
    neredeyse imkânsız hakikate değmemek
    sorulacaksa bir gün o gün sorulacak
    o gün anlaşılsın diye bir daha
    adaletin filmini çekti ihanet
    ayrılmamışsa insan nazarında akla kara
    o vakte dek derişmemişse hala beyaz
    Kerbela’dan büyük trajediye
    tanık olmamıştır olamaz bu arz
    ve dönüp bakınca, tam olarak orada
    iki omzu üstünde yoksa hala kellesi
    güzeller güzeli Peygamber torununun
    sizin boynunuz da, iyi bilesiniz
    hiçbir başla gövdeyi birbirine bağlamaz!
    ben öyle bilirim ki dünyadaki dehlizimiz
    o dehlizse bizi cennete vardıracak
    gidip yezidin yakasına yapışıp
    mazlumun hakkını söke söke almaz isek
    vay halimize ki, vay halimize!
    işte bu yüzden açıldık Akdeniz’e
    korkak yuvalardan düğmeye basanları
    ibretiâlem için gemilerle faş ettik
    şairi devletinden kovmuş Eflatun,
    devlette gözü olan şair namerttir
    ne kovulması ulan, biz istifa ettik!

    v.

    devletin bekasından bana ne anne
    şaka yaptım üzülme zaten bombam da yok
    bombam yok ama bu şiir infilak edebilir
    ben elimde bir pimle dünyaya geldim
    ve itiraf ediyorum şimdi burada
    zalime atılan her bombada pimim var
    benim evde aslında pim koleksiyonum var
    hiç bombam olmadı hiç silah kullanmadım
    ama mazlumlara atılan her mermiyle vuruldum
    evet, tamam doğrudur dünyanın en iyi
    filarmoni orkestrası belki İsrail’dedir
    ama toplasan bütün o notaları sesleri
    bir Hatayi yahut bir Veysel eder midir! ?
    bizi yalnız sevgi alt edebilir
    şimdi mesela yani Peygamber
    yağmurun altında kim bilir ne güzeldir
    Peygamber yağmurda ıslanırken ne güzeldir
    Peygamber ıslanırken yağmur ne güzeldir
    Peygamber’i çay içerken keşke görebilseydim
    Peygamber’le oturup çay içebilseydim
    Peygamber’le birlikte zeytin yiyebilseydim
    Peygamberle oturup kalkmak ne güzeldir
    Peygamberle oturup kalkmak en güzeldir

    Alper Gencer şiirleri Cevapsız Bir Çağrı Olarak Devlet Şiiri - Alper Gencer Cevapsız Bir Çağrı Olarak Devlet Şiiri - Alper Gencer şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Ziyaret Şiiri – Alper Gencer

    Yusuf Kuyusundan Nasıl Çıkılır? Şiiri – Alper Gencer

    Yukarı Doğru İnen Kepenkler Şiiri – Alper Gencer

    Yorgunların Şarkısı Şiiri – Alper Gencer

    Yankılandım Da Duruldum! Şiiri – Alper Gencer

    Yalanla Savaşanlar Şiiri – Alper Gencer

    Bunları da Okuyun

    Takaza Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021

    Hayatın Uçurumlarıdır Yalnızlıklar Şiiri – Ahmet Telli

    28 Aralık 2021

    Lirik Serseri Şiiri – Ahmet Günbaş

    29 Aralık 2021

    Sevgi Öldü Şiiri – A. Kadir Bilgin

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Ece Ayhan

    Sonraları Sanskritçe Şiiri – Ece Ayhan

    Ece Ayhan

    Sanskritçeye çekilmiş atlar gibi geceleri o geceleri soyutlanmış uykular ağıyor parmaklarından

    Arkamdan Konuşmasınlar Diye Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021

    Bunun Neresi Yalan Şiiri – Mahzuni Şerif

    29 Aralık 2021

    Akşamdı Ezan Vahdı Şiiri – Murat Çobanoğlu

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Âgâz-ı Gazeliyyât 304 Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021

    Gene Bahar Oldu Açıldı Güller Şiiri – Erzurumlu Emrah

    29 Aralık 2021

    Siz Konuşun Ey Dağlar Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Etiketler
    Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Ruhsati şiirleri Karacaoğlan şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.