yaşadıklarımız sadece ihtiyacımız olduğu için bize yaşatılıyorsa
cehennemde de yansak bir gün cennete gideceğimize inanıyorsak
batıyorken bile bir dibi olduğundan eminsek battığımızın
insan içine çıkmamanın bazen kör olmak kadar bir baht olduğuna kanıyorsak
hatta banıyorsak ekmeğimizi dünyanın suyunun sıkıldığı kabına
her şeye rağmen büyük bir insanlık macerası olarak görebiliyorsak hikâyemizi
kibre karşı sadakayı
yine kibirle vereceğimizi öğrenmişsek güzeller güzelinden
mükerrer hataları -onlar aynı görünse bile-
her defasında farklı bir biz ile işliyorsak
hayatımızın tam olarak ve eksiksiz
yazıldığı gibi yaşandığına kalıbımızı basıyorsak
yani ikrar vermişsek boyna da kemende de
çareyi baştan bulduğumuza
yâre kalbimizden vurulduğumuza şahitlik etmişsek
talebimiz ehl-i beytse
öleceksek
bizden vazgeçemiyorsak
koparıp atamıyorsak
söküp koparamıyorsak
çekip sökemiyorsak
asılıp çekemiyorsak
yoruluruz
yorarız
ama biz birbirimizin yanlışlarını bile seviyoruz diye ışıklar içindeyiz zaten
düzelen düzeltendendir biz istesek de düzelemeyiz yâr
ölen de ölmüştür ölecek olan da
kuvveti eksiltenden kuvvet dilemek bize koyar
bunlarla baş edemiyorsak da baş ediyoruzdur aslında
önce senli sonra senli hiç ara vermeden senli
öyle gider işte
öyle gider
cennetli
itibar, mayıs 2012