ben yalnızca senin itibarını taşıyorum üzerimde
senin can şerefin o vücuttaki saki
hiç ara vermeden çay meyhanelerde
iki gözün ettikleri var bir de yerin yüzeyinde
akşam ayın güzel yüzüne kapanmış
gece derinlemesine bir yaralık
allahım sen en güzelini serersin
tabutumuz çakılı doğumumuz aralık
üç beş güne kalmaz sıkıntının gideri
halkın dedikodusu nefislerin ederi
çırılçıplak alnımla nerendeysem oranda
şu rızamın içine akıtsan ya kaderi
tut bütün muradınla vereyim nefesimi
denize bakan çocuk kalbi
buldum eli öpülen ananın avucunda
gelmedi çok şükür bana bir mahkeme celbi
davalı yok
davacı da
dava da
hayatın kahpeliği ta şuramda “dert! ” deyu
yoksa ihanet
yine senin darına çekiliyorsa zalimoğluzalimlik
kan akacaksa akmıştır
azrailin ne kadar da dakik
bir gün sona erecek elbet bütün bu fanilik
kahpe de benim hain de benim zalim de
-haşa! –
aşktan başka allah duruyorsa gözlerimde
söyle ben kendimi senle nasıl kör edebilirim! ?
vallahi görmeseydim inanmazdım diyorum
gerçek şu ki zanda bahtiyar duruyor bendelik
örtülüdür
örtülüdür hep asılların madeni
mevcudatın ortasından yık beni
sen kalana değin sev yık merkezlerimden
al bütün boğazımla yıka badeni
yaşandıkça açılıyor gönlün sahifeleri
emret vesaitin beni sana bindirsin
aşk oluyor
aşk oluyor
aşk oluyor
olmuyorsa indirsin