“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin; zira kafir kavminden başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez! ” [Yusuf / 87]
“Tanrı’yı güldürmek mi istersin, ona planlarından bahset! “
bu meşhur sözü, bugünlerde insanların kafasına çivilerle çakmak istiyorum.
öyle ki, her çekiç darbesiyle kan sıçrata sıçrata…
komplo teorileri insanların zekâ gösterileri için muazzam bir arenaya dönüşmüş durumda.
devrimi heyecansız seyredenler, ağırkanlılıklarını mağrurluklarıyla ödüyorlar.
kaderlerini, amerikanın ve israilin stratejik derinliğine emanet eden insanlar bunlar.
ümidi kesmişler ve bizi “müzmin romantik” addederek ümidimizi sarakaya alıyorlar.
milyonlarca insanın meydanlarda toplandığı,
israilin savaş alarmı verdiği ve bütün mazlumların sevindiği şu günlerde;
devrimin esasen devrim olmadığını, her şeyin zalimlerin planlarının bir parçası olduğunu,
rüzgârın hala onların arkasında olduğunu, alaycı bir “görürsün” ukalalığıyla savlıyorlar.
göreceğiz, hatta siz de göreceksiniz, bekleyin.
ümit etmeyen insan, aklını sevdiği için kurban etmeyi reddeder.
gerçekler umurumuzda değil, biz rüyaları ve hayalleri olan insanlarız!
sizin somut verilerle ortaya koyduğunuzu, biz bilirken unuttuk.
bize karanlığı işaret ediyorsunuz ama o karanlık sizin ta en içinizde!
kaybedecek hiçbir şeyimiz yok, yani bizi korkutamazsınız!
senelerdir mısır’da mezarlıklarda yatan on binlerce insanın da kaybedeceği bir şey yoktu!
nükleer tehditleriniz bize teğet dahi geçmiyor,
atom parçalanmışsa bunda bir hayır vardır!
ümidinizi kaybetmiş olabilirsiniz ama bari susun!
ayaklarını gövdesine gömerek avuç açan sahte dilenciler gibisiniz!
ayakları gövdelerinden ziyade halkları izleyin,
ümidimizi sabote etmeyin, sevincimizi misillemeyin,
halay çekmeyi bilmiyorsanız, buna düğünümüzü bahane etmeyin!
bize ne gelin ile damadın istikbalinden,
sevmişler işte birbirlerini!