dünyanın bütün şarkısızlarına…
çıkmayan bir şarkı duruyor dudaklarında
sözler ezberinde
notalar kapmışlar yerlerini
ah azıcık da ses olaydı derdinin boğazında
sevgilim sessizlik tartısız bir mukaveledir
kelimeler tükendikleri yeri
kendilerine gebe bırakırlar
hiçbir şey konuşmasan bir sabahın ayazında
üşümekle sarılmak bir hırkada anlaşırlar
bu sıra yapraklar rüzgarı uyutur
-oh mışıl mışıl uyusun-
gece olduysa göğü bulalım
kurda ay’ı gösterin
“içim” desin
ulusun
sevgilim bekleme
o duraktan geçmiyor bizim semtin otobüsü
sirenlerin aklı şu aksi istikamette
üzerime serptiğin yağmur mu yoksa kar mı?
dağlarıma tutabileceksen yağ
sel olup ummanlara kavuşmayı geçtim
sigaramı yakacak kadar ateşin var mı?
anlamak zor çünkü kavuşmak çok
bir kavuşmak on misli ayrılık eder
anlamak yok anlamak yok
iç tarafı anılarla çevrili bir yoldan
evvela atlarımızı nal’dırtırız
önden gönlünü yolla gelsin yar
sonra seni, çocuğu gönderir aldırtırız