Sanki yay ustası
şarkı kumarbazı,
İberyalı’nın bir oku olsaydı
yağmura tutmuş Tanrı için, tahılı,
ve güz meyvelerini çıkaran boşa,
ve bir “şükürler olsun sana”,
buğday, çavdar veren Tanrı’ya
kutsal ekmek olacak olan, sabaha.
“Yıkıntıların Tanrısı,
Tapıyorum sana çünkü, gözlüyorum yolunu
eğiliyor duam ile, aşağı
bir kafir kalp, toprağa doğru.
Tanrım, kimin için, taştan çıkarıyorum acıyla, ekmeği,
biliyorum gücünü, tanıyorum zincirlerimi!
Ah, sahibi, yaz bulutlarının
aydınlatan tarlayı,
gecenin kırağısının, güzün kurağının,
ve sıcakların, tutuşturan, ekili tarlaları!
Yeşil kır üzerinde Gökkuşağının Tanrısı,
otladığı yerde koyunun,
kurtların kemirdiği Yemişlerin Tanrısı
ve sağ’nakların yıktığı kulübenin,
canlandırır nefesin, ocaktaki ateşi,
lezzet verir sarı başağa, közünse
katılaştırır yeşil zeytinin çekirdeğini,
kutsal elin, yazdönümü gecesinde!
Ah, servetin Tanrısı, sefaletin,
bahtın, talihsizliğin
zenginlere lütfedersin, tembellik verirsin
fakirlere yorgunlukla umut verirsin
Tanrım, Tanrım; uçarı devrinde
yılın, ektiğim tohumumu izledim şöyle,
girerek bir kumarbaz gibi aynı riske
tarla ekmek işinde!
Tanrım, baba gibi şimdi, dün kanlıca,
ikiyüzlü, bir taraf aşk, öbür taraf intikam,
sana, bir kumarbaz zarında, rüzgara
sanadır hem övüşüm hem de bedduam! “
Mihraplarda Tanrı’ya hakaret eden bu kişi,
yazgı ona kaş çatmış, umurunda değil
denizlerdeki yolları o da düşledi
ve dedi ki: Tanrı’dır denizdeki yol.
Bu adam değil mi ki, üzerinde tutuyor Tanrı’yı, tüm
savaşların,
daha üstünde şansın,
daha üstünde toprağın,
daha üstünde denizin ve de ölümün?
Vermedi mi meşesi İberya’nın,
Tanrı’nın ateşi için en güzel dalını,
kutsal büyük ateşinde aşkın
saf bir arzu içinde, Tanrı’yla bir olmadı mı?
Ama şimdi… Umurunda mı gün öyle!
yeni ocaklar için var
ladenler gölgeliklerde,
eski meşeliklerde yeşil odunlar.
Şimdi bekliyor vatan
açılsın diye saban izleri;
tarla var, tanesi için Tanrı’nın,
dikenler altında, dulavrat otları, devedikenleri.
Umurunda mı gün! Dün ki
uyanık yarına, yarın, sonsuza,
İspanya insanı, geçmiş ölmedi,
ne de yarın -ne de dün- yazılmadı daha.
Kim gördü yüzünü İspanyol Tanrısı’nın?
Bekliyor yüreğim, bakın,
bir İberyalı’yı, eli kuvvetli olan,
yontacak olan, Kastilya meşesinden,
insafsız Tanrısı’nı bu esmer toprağın.
Çeviri: Ulaş Başar Gezgin