‘Anberîne kıl saçundan boynuna pîrâye sal
Hâle-i müşgîn-i gerd-i mâh-ı dehr-ârâya sal
Öldügümden sonra da şâh-ı şehîdân olayum
Ey hümâ bir kez mezârum üstine gel sâye sal
Gulgulundan tabl-veş âhir tehî olur felek
Şimdi ger kûsun hurûşın kubbe-i mînâya sal
Gün bu gündür biz bu günümüz komazuz yarına
Zâhid ibnü’l -vaktdür vâ’iz anı ferdâya sal
Saldı çün seccâde ‘Aşık zülfi bahr-i eşküne
Hırka-ı sâlûsi var şimden girü deryâya sal