Mâh-ı nev-hûrşîde kem benden kerem senden diyüp
Bildi çün eksüklügin kadri kemâl üstindedür
‘Âşık olsa n’ola bülbüller görüp Şîrîn gibi
Nakş-ı Hüsrevdür gül asılmış nihâl üstindedür
Kîn ile çîn-i cebînün görse dir erbâb-ı ‘ışk
Mevc-i şûr u fitnedür bahr-i cemâl üstindedür
Dil gam-ı zülfeynün ile daldan dala konar
Âşiyân-ı bülbül-i âvâre dal üstindedür
Gerdiş-i devrânda zâhir olan etvâr u suver
Benzer ol eşkâle fânûs-ı hayâl üstindedür
Fasl-ı nevrûz irdi açıldı gönüller gül gibi
Gonce-veş gönlüm benüm dem-beste hâl üstindedür
Gülsitân gül Câmi’îdür anda hoş-hân ‘andelîb
Fâhte Hâfız ki kürsî-i nihâl üstindedür
Ma’reke tutdı sabâ gülşende olup kâse-bâz
Kâsedür gûyâ çubukda gül ki dal üstindedür
Gül degül şebnemle pâyine nisâr içün bahâr
Gül tabakdur la’l-i şebnemden le’âl üstindedür
Kutb-ı devrân zıll-ı sübhân Şeh Süleymân-ı zemân
Sâye-i te’yîd-i Yezdân lâ-yezâl üstindedür