Subh-ı devletden togup hurşîd-i rahşân-ı şeref
‘Âlemi pür-nûr idüp irişdi devran-ı şeref
Al güller bitdi ser-sebz oldı bâg-ı ıstıfâ
Gül gibi güldi açıldı verd-i handân-ı şeref
Lücce-i deryâda kalmış nice dürr izhâr idüp
Mevc urup cûş eyledi deryâ-yı ‘ummân-ı şeref
Derd ü gamdan mürde-veş fersûde idi niçe yıl
Yirine geldi oturdı şükr kim cân-ı şeref
Âldür gonce n’ola itse ‘alâmet sebz ile
Toldı asâr-ı siyâdetle gülistân-ı şeref
Zerre-veş eşrâf yir yir n’ola eylerse zuhûr
‘Âleme togdı bugün hûrşîd-i tâbân-ı şeref
Kıdve-i erbâb-ı devlet zübde-i ashâb-ı câh
Fahr-ı erkân-ı sa’âdet zeyn-i divân-ı şeref
Fahr-ı nesl-i fahr-ı ‘âlem hayr-ı âl-i hayr-ı halk
Kurre-i a’yân-ı insân ‘ayn-ı a’yân-ı şeref
Nûr-ı çeşm-i Mustafâ çeşm-i çerâg-ı Murtazâ
Ahter-i burc-ı siyâdet gevher-i kân-ı şeref
Vasf-ı zâtı zîver-i fihrist-i divân-ı celâl
Nâm-ı pâki nâme-i ikbâle ‘unvân-ı şeref
Safha-i mihr ü meh-i evrâk-ı çarha sıgmaya
Yazsa vasfın tîr-i defter-dâr-ı sultân-ı şeref
Gaflet uykusunda fitne hâb-ı râhatda cihân
Ebr-i ‘adli ‘âleme yagdurdı barân-ı şeref
Benzemişdi dâr-ı Bû Derdâya Beytü’l-mâl ezel
Salmadın tarh-ı nizâmı dehre sultan-ı şeref
Hışt-ı sîm ü zerle ma’mur oldı ‘adn-âsâ bugün
Olalı mi’mâr ana üstâd-ı bünyân-ı şeref
Hânedân-ı Mustafâ vü dûdmân-ı Murtazâ
Oldı senden rûşen ey şem’-i fürûzân-ı şeref
Adlinün mi’mârı ma’mûr u müşerref eylesün
Müşrif olmışdur harâb olmaga bünyân-ı şeref
N’ola devründe şeref bulsa eger ‘izz ü şeref
Cümle ‘âlemdür du’â-gûy u senâ-hân-ı şeref
Sebze-veş sâyende hoş geçse n’ola eşrâf eger
Gülşen-i ‘âlemde ey serv-i hırâmân-ı şeref
Topun agsun göklere mihr-i cihân-ârâ gibi
Dest-i kudretden virildi sana çevgân-ı şeref
Olmasun yanunda bir kıymetde gevherle hazef
Tecrüben olsun mihekk-i fazl u mîzân-ı şeref
Nüshalar yazmak mücerrebdür şeref buldukda şems
Hâlümi yazsam n’ola irmişdür ezmân-ı şeref
Sebzedür her lafz her bir satr-ı serv-i sebze-pûş
Bu kasîde oldı bir ser-sebz-i bustân-ı şeref
Tîg-i fazl ile müsellemdür bana mülk-i kemâl
Hınk-ı tab’ ile benümdür şimdi meydân-ı şeref
Hak bilür bin baş hakkumdur ri’âyet öndüli
Ger olursa imtihân erbâb-ı ‘irfân-ı şeref
Pâymâlum jâle-veş hâk-ı mezelletdür yirüm
Evce çek yine beni ey mihr-i tâbân-ı şeref
Hâr-ı fakr u fâkadan sad-çâk dâmân-ı vakâr
Dest-i dâyinde keş-â-keşde girîbân-ı şeref
Ekser eşrâf u ekâbir şem’-i cem’-i sebz olur
‘Âşıkı iden çerâg ey şem’-i eyvân-ı şeref
Lüknet-i zıllet zebânum itmeseydi güng ü lâl
Devletünde olsam olurdı sühandân-ı şeref
Zümre-i âlî ri’âyet kıl binin gör birin al
Gerçi bin var her taraf cûyâ-yı ihsân-ı şeref
Muhkem itsün Hak esâs-ı devletün olsun ana
‘Ömr ü devlet câh u rıf’ât çâr-erkân-ı şeref