Elleri koynunda pınar başında
Almanya’ya doğru bakar bir gelin
Yedi çocuğu var dördü peşinde
Feleğe dişini sıkar bir gelin
Zavallıya hayat olmuş işkence
Ona zehir olmuş zevk ü eğlence
Dışarıdan bir erke sesi duyunca
Postacı zanneder çıkar bir gelin
Sorunca derdini söylemez dili
Yirmibeş yaşında bükülmüş beli
Hatıra aldığı kirli mendili
Gözünün yaşıyla yıkar bir gelin
Yıkık avlusuna hasır sererek
Körpe yavrusuna göğüs gererek
Yıldızlarda haber var mı diyerek
Akşam dam üstüne çıkar bir gelin
Çaresi yok derdi düşmüş derine
Uykusu yok hasret vurmuş serine
Kemerini vermiş borcun yerine
Belini iplikle sıkar bir gelin
Aylar geçer senesinden habersiz
Kitap okur manasından habersiz
İplik düşmüş iğnesinden habersiz
Dikeceği yerde söker bir gelin
Gücü yetse kanunları bozarmış
Kazma alıp toprakları kazarmış
Küçük oğlu babasına benzermiş
Umutla yüzüne bakar bir gelin
Reyhani der gel bu gelini kına
On yıldır elleri görmemiş kına
Sofrada Mehmed’i gelir aklına
Çorbayı yemeden döker bir gelin