İşte bir şiir, şu anın, şu dakinanın, şu saniyenin şiiri
Kendimle gitgide yalnız olmakların, yalnızlıkların gitgide çoğaldıklarının şiiri
Hayatım hesabı verilmek üzere duruyor, artık hesabı verilmesi gereken bir şey olarak duruyor hayatım
Gri bir ikindi üstü, üstünde yeryüzünün, küçük burjuvalar ya da işçiler yığılmışlar pencerelerine
Frengili balkonlarından bakıyorlar hüzünden başka hiç bir şey çağrıştırmayacak bir gökyüzüne
Yalnızlıkların gitgide arttıklarının şiiri, kendi hayatım ve başkalarının hayatı karşısında
Müthiş ve mekanik bir bunalım içinde, ve artık kır görünümlerinin de hüzünden başka hiç bir şey çağrıştırmadığı dünyada
Şiirlerle kalbimi ve hayatı araştırıyorum
Hiç kimse kalıplaşmış umutlarla avutmaya yeltenmesin beni
İşte bireycilik ve kahramanlık tapınısına dönüşüyor birçoğunun devrimciliği
Zavallı bir gökyüzü görünüyor balkonumdan ve böyle müthiş ümitsiz pazar günleri yaşardım Ingiltere’de
Sokaklarda süprüntüler ve yabancılar olurdu sadece
Ve umutsuzluklardan geçerek, karmaşık o kadar çok duygulardan geçerek, sonunda bir hesaplaşmayla karşı karşıya kalmak
Bazı düşünce ve duygu parçaları yazıyorum ben, hayatımın izlenimleri
Çocukluğumda gördüğüm bir gökyüzü, bir sevinç ya da bir acı unutulmasın istiyorum
Zaten olaylar değil, görüntüler, duruşlar, gülüşler kalıyor aklımda
İşte, hiç bir şeyi anlatamayacağımı bili
……….
……….