ellerinden yağardı
en güzel yalanından dünyanın
bedenimde titreyen kar taneleri
hangi sevişme bir vedadan daha uzundur
nedir ki aşk çağımızda bir merhabadan başka?
demiştin ya, aşk
kış yorgunluğu gibi yürürken aramızda
bir merhaba yeterdi güneşi ısıtmaya
gecenin gömdüğü gümüş bir yıldız gibi
mermer bir unutuşun mücevherine
bağışladım kar sesini
yüreğinde
donup kalmış kışın merhametine
kurudu bir içdeniz, güneş çekildi
bir mevsim gözlerini bırakıp gitti
kar kokan bir rüzgârı çıkarıp sandığından
derken bir “merhaba” sildi kendini
içimdeki ülkelerin haritasından
gecenin gömdüğü gümüş bir yıldız gibi
öyle sevdim ki, unuttum sevmeyi
bağışlamaz beni artık hiçbir hatıra