havuzlu bir bahçede
kuş sesleri gibi bir şey sevdiğini düşünmek
hapisten yeni çıkmış bir dostun
yanındaki iskemlede gülümseyen solgun yüzüne
dokunuvermek
düşünmek sevdiğini
çakıllara söylediğin o eskimeyen şarkı
yüreğinin en sıcak vuruşuyla
tutuşturmak sönen bir kıvılcımı
kaybolmuşken karanlığın içinde
çamurlarda bulduğun o yaralı kuş
yanıveren ışıklar uzak bir pencerede
yorgun ayaklarında düzlüğe varan yokuş
kalabalık sofralarda yerinin ayrılması
yalnız sana söylenmiş günahların
ağırbaşlı suskusu
akbardaklar kar altında uyurken
saçaktaki rüzgârın uğultusu
sevdiğini düşünmek
çekivermek denizden balıklı bir oltayı
çocukluğun gökkuşağı uçurtmasıyla
yakalamak en uzak yıldızları
tek başına bile kalsan yorgun kalabalıkta
bilmek haklı olduğunu
upuzun bir kavgada
ve anlamak ki sevmek
ilk ılık esintiye çiçeklerini açan
erik ağacı gibi kuşkusuz ve kaygısız
yüreğini serivermek
hayata