ağır ölümlerdik hızın kanatlarında
sadece korkuydu bizi besleyen
ateşin ağzında yaşıyorduk gövdeyi
teni adımlıyorduk ateşin küllerinde
geceden sonrayı hiç bilmiyorduk
unutmuştuk nasıl sevdiğimizi
yaralı hayvanlardı aşklarımız da
yaralı hayvanlardık aşklarımızda
kendimizi ötekiyle değişiyorduk
çoğaldı yüzlerimiz azlığımızda
başkasıydık başkasını bilmeyen
ne çoktuk, var mıydık, sanıyorduk
uzun yolduk, yorulduk sesimizi
ormanları gömüp dallarımıza
sessizliğin köklerinde uyuduk
çürüdü sessizlikte köklerimiz de
değmeden okşadık etin yılanlarını
sanal sevişmelerin karanlığında
kalbimize buzdan şatolar kurduk
şatoların buz tutmuş kalplerinde
gövdenin ağzından öpüyorduk ateşi
yaralı hayvanlardık inlerimizde
korkuydu kanımızın yorgun bekçisi
korkuydu bekleyen kanımızın evini
zamanı yitirdik an’a sıkıştık
mermeri tırmalıyor içimizdeki hayvan
tümcesini yırtan bir kağıt gibi
kağıdını yırtan şaşkın bir tümce gibi
söküyoruz hayatın ilmeklerini
giyecek ben’imiz yok yalandan başka