Güneşin ve suyun tadıyla
Uçunca bulutların tarlasına
Orada gece yok
Gece olmuyor uzaklarda
Boynumda gümüş bir kafes
Sadakatsiz bir cariye gibi
Uzanıp kıvrıldım ayın ortasına
O bir dede
Ben bir tanrıça
Günlerce uçtuk alacakaranlıkta
Boynum ince
Kalbim boş
Sürdüm yüzümü ağaçlara
Rüzgara sürdüm gözlerimi acıyla
Geçtiğim yollar
Ve uçtuğum
O gecesiz gökyüzü
Bulutların tarlasında oturan
Tanrı kadar yorgun
Fısıldadılar: