Belki bu yüzden
Ayın sevgili tanrıçası Sin
Mabedini unuttu
Bu anlamsız boşlukta
Bu yüzden belki
Bin yıl uyudu insan
Ve uyandı sonunda.
Anladı
Bir uyku olduğunu varlığın
Ve cevapsız
O günden sonra.
*
Biliyorum orada
O ürkütücü başlangıçta
Bir şey bekliyor canlılar
Bir tufan olacak
Her şey toplanacak başlangıca
Oysa kapandı kapı
Âhı kaldı kalanların.
Üzerinde su gibi aziz yazan
Uğursuz beyaz taşlar
Bağlandı ölüme ve yalnızlığa
*
Yılın ilk gecesinde yaşlıkız
Annesiyle çıkıp
Yıldızların altında
Ellerini açtığında,
Yalvardığında aya ve yıldızlara
Tanrıça duymuştu onu
Fısıldamıştı Kays’la
Aşk kalbi korkuyla doldurur
Sırrı yok eder
Dokunur yalnızlığa
*
Bilmiyor tanrıça
Bu geçen zaman boyunca
Yaşlıkız inandı
Yüzünü sürdüğü taşlara.
Mağaralara inandı çok.
İnandı orada kaynayan suyun
İnsanı hayata bağlayacağına
Kapıları olsa da şehrin
Nefes olamıyor ona.
*
O gece uyumadı yaşlıkız
Aynada beyaz bir kadın
Bulmak umuduyla
Koştu sulara
Belki bir el
Aşka uzanan
Deliliğe
Gül kokusuna
*
Her şey
Her şey unutkan.
Şu savrulan
Küçük yaprak bile
Çıksa girdiği kuyudan
Başka bir şey olacak.
Ama olmuyor.
Sonsuzluk korkusuyla
Toplaşan görüntüler
Şehri kuruyorlar.
Mezarları oluyor şehrin.
Çocuk mezarlarında fulyalar açıyor
Yaşlılarınkinde zakkumlar
*
Her şey kendinin âhı
Toprak
Taş
Duvar.
Toprağı ve taşı
Göğe taşıyan duvar
Biliyor
Kulelere cevabı yok göğün,
Sonsuzluk ay gibi
Esirgiyor kendini dünyadan.
*
Yaşlıkızın da bildiği bir şey var
Çıkıp
Önünde bağıracağı bir duvar bulabilir.
Adı gibi mezar olan ne varsa
Sığınabilir onlara.
Başını vurabilir
O uğursuz beyaz taşlara
*
Vadedilmiş
Ve uzak her şey için
Bir çizgi oluyor ağzı
Göğsü doluyor
Sesini yitirmiş göğün
Uğultusuyla
*
Yaşlıkız dolaşıyor avluda
Avluda sadece
Gözler var.
İstiyor ki,
Aşkı ölümde aradığını
Anlayan biri varsa
Baksın ona.
Ama bakmıyor kimse.
Bakmıyor
Kalp yorulup
Boşalırken
Mermer
Suskun
Avlunun ortasına.