Bunları da Okuyun

    İstemez Ha (Vaiz Vasfeyleme Huri) Şiiri – Ruhsati

    29 Aralık 2021

    Sen Geliyorsun Şiiri – Nurullah Genç

    29 Aralık 2021

    Sokak Şiiri – Arif Damar

    29 Aralık 2021

    N’ola Bir Gün Medine’ye Şiiri – Ruhsati

    29 Aralık 2021

    Ayrılık Şiiri – Nazım Hikmet Ran

    20 Mart 2022

    Pişmanlık Şiiri – Mahzuni Şerif

    29 Aralık 2021

    Aşkı Bulurum Şiiri – Ahmet Ada

    29 Aralık 2021

    Su 2 Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021

    Milli Arzu Şiiri – Mahzuni Şerif

    29 Aralık 2021

    Moby Dick Şiiri – Barış Pirhasan

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Yabancı Şairler»Bertolt Brecht»Empedokles’ İn Pabucu Şiiri – Bertolt Brecht

    Empedokles’ İn Pabucu Şiiri – Bertolt Brecht

    Bertolt Brecht- Bertolt Brecht
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    1.
    Agrigentum’lu Empedokles,
    ihtiyarlık hastalıkları yanı sıra
    yurttaşlarının saygısını kazanınca
    ölmeye karar verdi.
    Ama birkaç kişiyi sevdiği için
    ve o birkaç kişi de onu sevdiği için
    onların gözü önünde yok olmaktansa
    hiç olmayı yeğledi.

    Bir geziye davet etti onları, ama hepsini değil,
    bir ikisini çağırmadı ki, böylelikle
    seçimine ve bu gezi işinin tümüne
    biraz da rastlantı karışsın.
    Tırmandılar Etna dağına.
    Bu işin zorluğu
    sesleri kıstı.
    Bilgece sözler aramadı hiç kimse.
    Tepeye varınca, kendilerine gelmek için derin
    bir soluk aldılar
    ve amaçlarına varmanın mutluluğu içinde
    manzaraya daldılar.

    Hocaları usulca ayrıldı onlardan.
    Onlar yeniden konuşmaya başladıklarında
    hiçbir şeyin farkında değildiler.
    Ama az sonra,
    yer yer bilgece bir sözcük eksik olunca,
    başladılar çevrelerinde onu aramaya.
    Oysa o, pek de acele etmeden
    çoktan dolanmıştı tepeyi.
    Bir keresinde durup,
    ne kadar uzakta olduğunu anlamak için
    kulak kabarttı kanuşmalara.
    Artık pek seçilmiyordu sözcükler:Ölüm başlamıştı.

    Dururken kraterin ağzında
    arkası dönük,
    uzakta, bu konuşmalarla ilgili hiçbir şey bilmek istemeden,
    hafifçe eğildi yaşlı adam,
    dikkatle çıkardı pabucunu ayağından
    ve gülümseyerek az öteye fırlattı,
    öyle bir yere ki,
    çabuk bulunmasındı, ama zamanında da bulunsundu,
    yani çürümeden.
    İşte ondan sonra girdi kratere.

    Dostları onu arayıp da onsuz geri döndüklerinden
    sonraki haftalar ve aylarda yavaş yavaş
    ölümü başladı, tam istediği gibi.
    Bazıları artık umutlarını kesmişlerken hayatından
    bazıları hala bekliyorlardı onu.
    Bazıları onu bekleyip tutuyorlardı sorularını,
    bazılarıysa kendileri arıyorlardı çözümü.
    Hiç değişmeden usul usul gökte uzaklaşan,
    yalnız siz bakmazken uzaklaşan küçülen ve incelen,
    onları yeniden aradığınızda çok uzaklaşmış olan
    ya da belki de öbürlerine karışan bulutlar gibi usul usul
    öylece uzaklaştı onların alışkanlıklarından.

    bir söylenti çıktı sonra:
    Ölmüş olamazdı, ölümsüzdü çünkü.
    Hiç kimsenin aklı ermedi bu işe.
    İnsanlar için olayların gidişini değiştiren
    gözle görülür şeylerin ötesinde bir şeyin
    olabileceği düşünüldü.
    Bu tür boş laflar çıktı.
    İşte tam o sıra pabuç bulundu,
    elle tutulur, gözle görülür, yıpranmış, deriden pabuç!
    Gözle görmedikleri olaylar karşısında
    o saat boş bir inanca kapılanlar için
    geride bırakılan pabuç.
    Böylece yeniden doğallaştı
    ömrünün sonu Empodokles’in:
    Herkes gibi ölmüştü o da.

    2.
    Başkaları gene başka türlü anlatıyor bu olayı:
    Gerçekten bu Empedokles,
    kendisine tanrısal bir saygı duyulmasını
    istemişti güvence altına almak.
    Ve gizlice ortadan kaybolup,
    sinsice Etna’nın içine atlayarak
    kendisinin insan maddesinden yapılmadığını göstermek
    istemişti
    ve ölüm yasalarına uymadığını,
    ve bir sfsane yaratmak böylece.
    Ama burada pabucu insanların eline geçerek
    bir kazık atmıştı ona.
    (Üstelik bazıları da şöyle diyor:
    Krater sinirlenmiş bu olaya
    ve kusup atmış pabucunu bu herifin.)

    Ama biz şuna inanmak isterdik daha çok:
    Eğer Empedokles çıkarmadıysa pabucunu gerçekten,
    bizim aptallığımızı büsbütün unutmuştu demek,
    karanlığı nasıl daha karanlık yapma telaşı içinde
    olduğumuzu
    ve yeterli bir neden aramaktansa saçma olana ananmayı
    nasıl yeğlediğimizi düşünmemişti.
    Ne olursa olsun, dağ, böyle bir dikkatsizliğe sinirlenmemişti
    kuşkusuz,
    ve adamın, kendisine tanrısal bir saygınlık duymamız için
    bizi kandırmak istediğine inanıp öfkelenmemişti
    (çünkü dağ hiçbir şeye inanmaz ve ilgilenmez bizimle) .
    Ama belki de, her zamanki gibi ateş püskürtürken pabucu
    fırlatmıştır da,
    bizim bilgin efendiler, işin içinde bir anlaşılmazlık kokusu
    bulmaya uğraşırlarken
    o ünlü fizikötesi inançlarını geliştirmek için uğraşırlarken yani,
    birdenbire apışıp kalmışlardır
    hocalarının pabucuna sürdüklerinde ellerini,
    o gözle görülür, elle tutulur, yıpranmış, deriden pabuca.

    Çeviri: A. KADİR – Gülen AKTAŞ

    Bertolt Brecht şiirleri Empedokles' İn Pabucu Şiiri - Bertolt Brecht Empedokles' İn Pabucu Şiiri - Bertolt Brecht şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Yalnızca Benden Kaçma Yeter Şiiri – Bertolt Brecht

    Veda Şiiri – Bertolt Brecht

    Ulm’lu Terzi Şiiri – Bertolt Brecht

    Zavallı B.b. Şiiri – Bertolt Brecht

    Konuk Şiiri – Bertolt Brecht

    Korsan Jenny Şiiri – Bertolt Brecht

    Bunları da Okuyun

    İstanbul Şiiri – Ali Püsküllüoğlu

    29 Aralık 2021

    Ferdâ-yı Vahdet Şiiri – Neyzen Tevfik

    29 Aralık 2021

    Gitmek Şiiri – Ahmet Telli

    28 Aralık 2021

    Ben Değilim Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Aziz Mahmud Hüdayi

    Dîvân-ı İlâhîyât 63 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    Aziz Mahmud Hüdayi

    Cânları hasret oduna yandırır Ayrılık âh ayrılık vâh ayrılık Lezzetinden âlemin usandırır Ayrılık âh ayrılık…

    Var Ama… Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Yanlış Bilmesinler Beni Şiiri – Cahit Sıtkı Tarancı

    29 Aralık 2021

    Ağalar Gurbetten Geldim 2 Şiiri – Erzurumlu Emrah

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Gereksiz Şiiri – Bahtiyar Vahapzade

    29 Aralık 2021

    Canlar Canın Şiiri – Eşrefoğlu Rumi

    29 Aralık 2021

    İnanmadın Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021
    Etiketler
    Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Ruhsati şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Karacaoğlan şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Agah şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.