gitmekten başka
yalanı yoktur gidenin
sonsuz ve siyahtır
veda mektubu yazmak
durup durup çöl halini şeylerin
bunu hep yapıyoruz
aynı şeyi
adını güz koyuyoruz nesnelerin
buğuya sır diyoruz
cümle sır oluyor ağzımıza
aksın da erisin
batsın diye içimize
o diken tan
kötü kış olduk
yazılmaya çıktık duvara
yontulduk tenha parklar
karıştık şikayet
‘şiir yazıyorum”
zaman gül satıyor
şimdi zamana eklendik
sonrası korkaklığı şehrin
uzun bir itiraz sevişmelerde
dokunsam kiri çıkar göğün
açtığım pencerelerde
çatallanır çocuk kadar gece
gitmek geçer içimden
artık gitmek de kalmadı
yasaktır ömrün taşrasında rüyaya inmek