Kül ve Veda
Derinine indiğim kuyu gülümü em
Çerçevenin tam ortasında yorgun bir atlı
onlar hep bir söküğü dikerdiler
Söküp yine dikerdiler
Islaktılar, yaşlarına gömüp başlarını
Derin koridorları yürümekle yorgun
Ağlardılar, kederle birdiler
Eski bir yolu yorardılar
Bekçisiydiler evlerinin beklerdiler
Sabahları ışıksız, geceyle esmer
Havalandırır yine havalandırırdılar
Bana öyle dokun öyle birik ki
Nemlensin bastığım toprak
Bir mabet gibi dikilsin karşıma aşk
Aldığım nefes ol
Aldığım nefes tenime ak
Sayfama bahar gelsin
Sayfama bahar gelmiş
Dutluğa, sulara, çocukluğa
Ben sayfamı hep sevdim