edilmiş bir yemini sular
söylenmez kırdılar ve
kayıp çocuklarını zamanın
acıları bitirdi
ey ki şimdi böyle
kalmadı verecek ağzım
yüzüm tiklerle mor
yüzüm huysuz köpek
sıçrayan bir yoldan ötekine
korkak kendine bakacak kadar
peki ya ben kimim
kimin evine bahçe
vazoda solmuş çiçek
sıcak bir manto kadar
gerilim hattına konmuş
güvercin gibiyim
bilir mi bunu sarnıç
suyun yengecini besleyen otlar
çocukluğum orda yok gibi
baba gözleri kör
kendini zorluyor kelebek olmaya
buğu olmuş ama farkında değil
yatıyor bir hiçlik gibi
uzun sarayında örümceklerin
yol bunu biliyor
ve rahatlar
bereketli bir sofra arda günah
doğrultuyar avcıyı yerinden
yapışkan bir sevinçle
yemin her dilde başka açıyor