bir görünmez duvar indi
bilmeden aştığımız çizgiye
öncesi dumanlar içinde
bir efsane şimdi
avucumuza soğuk çarpan
duvarın ardında gördüğümüz
değil miydi dün yürüdüğümüz çayır
şimdi bir yeşil pan
eski ormanlara kaçmadadır
bize doğru kosan tunç yüzlü kahramanalar
yansıyınca görünmeyen duvardan
gün batışında güneşlenir
batar yüce dağlardan
tunç yüzlü kahramanlar
daha dun biz değil miydik onlar
ve duaya başlarken son umutla biz
yıkılır tapınaklar artarda
dönerler dağlarına tanrılar
kırılır dualar duvarda
çekilen sular gibi çekilmiş
saydam duvar ardına dun
bir çorak dünya kalmış bize
boşlukta bir gün
korkuyla döndük duvardan
bir umutla baktık yarına
yarın yaratılmamıştı yarın
kaldırdık başımızı kapanan göğe
izi yok tanrıların
ne yaratmak gelir elimizden
ne ölmek gelir gönlümüzden
içimizde bir ürküntü bir yalnızlık
sulardan ve çayırdan son kalan
kadınlarımıza sarıldık
tekerleği dönüyordu çağların
yaklaşıyordu bize doğru
bir yaratılmamış yarın
ne ölmek gelir gönlümüzden
ne yaratmak gelir elimizden