mutsuzun biriyim işte.
tek parça kaldı sandalım,
sağır balıklar gibiyim denizin uğultulu yüzünde
(efendim eğiliyor aramıza bir değirmen gülü/küskünüm.)
sahi beni biliyor musun?
bir gençlik sayıyor musun gözyaşlarımı?
efendim, muttasıl gülüşmüştük sizinle oralarda; gemilerin yorgun durduğu gecede
farkında olmak için ilk sesimle bağırıyorum size; çarpıntılı leylaklar uyumunda
ne çare, üzgün geyiklerin akşam ettiği sahiller yine boş diyorum
kızıl bir gergedan sayılıyor gece başlarken ay
efendim diyorum burdayız, mavi bir şizofreni dolaşıyor aramızda
ne çare, mutsuzum işte, abanızın sırılsıklam beyazlığına tutun beni
solgun bir düş olamadıktan sonra.
alın beni bu beyaz söz saltanatından, çıkarın
işaretinizin derinselahiyetinden
ve tek parça sesiniz kalsın bana, üzgün geyiklerini bıraktığı gökkuşağından.
mutsuzun biriyim işte, efendim, efendim zarif efendim
pabuçlarımda yenik savaşçı buğuları ve kalbim malihülya.