Ferisiler, senin elinle her yerde
İsa’yı çarmıha geriyorlar, Amerika;
Sen de, utanmadan seyrediyorsun olanları
Yüzünü gizleyerek lobide, gazetenin arkasında.
Gergedan derisinden mi yüzün senin,
Fil derisinden mi, nedir?
Kör müsün, sağır mısın yoksa, sen Amerika?
Kuyu diplerinde kervan bekleyen
Genç kardeşlerinin ve uzak kuzenlerinin
Yeniyetme demokrasi taleplerine
Hesapsız kol kanat geren
Bir Kenanlı Yusuf olabilirdin oysa
Kahire’de, Gazze’de, Dimeşk’te
Ve dünyanın her yerinde, sen Amerika.
İnsanlığın büyük şiirine,
Bahar Rönesansına ilham taşıyan
Gazzeli Musa’ya, Mısırlı İsa’ya,
Humuslu Muhammed’e,
Ve bu kervana katılmak için, çocukluğu
Geciktikçe geciken bütün Bünyaminlere
Kol kanat gerebilirdin oysa, sen Amerika;
Ama kalkıp onurunu, vicdanını
Ve kısacık tarihinin bütün müktesebatını
Yakup’un evine kanlı gömlekle dönen
Üvey kardeşlere oynamayı seçtin sen
Ve kaybettin işte gökçe borsada;
Gömleğin önden yırtık senin, Amerika
Ve yüzün tanınmaz halde tırnak izinden.
Genç de değilsin artık, genç de değilsin.
Orta yaşlarını yaşamadan ihtiyarladın çünkü.
Çökerttiler seni silah baronları,
Çökerttiler petrol kralları, borsa timleri,
Aldattılar seni, aldattılar,
Çuval geçirdiler ruhuna, CIA’lar, NSA’lar
Ve Babil Kulesinin bütün öteki cinleri;
‘Demokrasi, demokrasi, demokrasi! ‘ diyerek
Çocuk pornosu satıyorsun şimdi
Ve ölü pornosu, yaşlı Dünyaya.
Bu kadar mı düştün?
Hep mi böyleydin yoksa?
Tüh sana, Amerika,
Tüh sana Amerika, tüh sana!
16 Temmuz 2013