I
Kuru dalı ağacın
Artık çok yaşlı, beli solgun
Ve yok tomurcuklanmak umudu
Böyle bakıyor çocuksuz geleceğine
Taş dolu ve güneşle kavrulu kuyuya
Dikmiş gözlerini yıllardır
Bakmakta gibi bir çöllü
Oysa o seçilmişlerdendir
Bir peygamberdir o
Adı ibrahimdir
Gür bir ağızdır o
Bid şelale başıdır
O kupkuru ve iklimsiz görünen
Bir hayat çanağıdır
İbrahim
Yıldızlara bakıyordu sayısız
Gece
İbrahim aleyhisselam
Irmak ağzı olundu
Çoğalarak genişleyerek akmak
İstiyordu ve işitildi
Günler geçiyor
İki hanımı iki ayrı hayat kaynağı
Birinden büyük akıyor
Ötekinden en büyük
Derken
Doğuyor o mührü taşıyan
Çünkü istendi ve işitildi
Büyüdün
Çocuk
Hangi çöle ilk adım
Anne
Götür
Hangi yöne çevrilecek yüzü
Anne bak
Kenan ilinden bu kervan
Develer arşı inmeye başlar
Yol süresi
Kırk kum gecesi
Tepeler
Tutmak ister gibi herbiri
Gelenleri
İşte tepeler içindeki vadi
Üç çıkışlı
Biri denize kuzeye ve güneye
İşte çocuk işte anne
Uçsuz bacaksız çöl
Hiç kimse yok içinde
Senle varılıyor o yere
Senle bitiyor her yön her mekan
Ayrılıp kaldınız kervan ıpıssız yürüdü kayboldu
Baktınız
Ancak bir melek anlatmasıyla anlaşılabilir
O acele
Yanıyor çölde çocuk, ah ecel
Koş anne
Yedi kez / Safadan Merveye
Ve bak çabuk çabuk ufuklara
Ne insan var ne cin ne de bir çizi
Korkma korkma korkma
Gel
Tamam sesi duyuldu
Çocuk suyu buldu
Akan rızık öyle bol
Kervanlar dönebilir
İnsanlar toplanabilir
Ağaç açabilir
Baba gel zamanı
Boyutları ve yönleri
Ve yeri
Ezelden belli
Evi bil ve kur
Baba gününde gelecektir
Duvar yükselecektir
Ak taş doğu kanatta
Bembeyaz parıldayacaktır
Kavimler konuğun olsun
Taş taş üstüne konsun
Çadır yanına çadır konsun
Büyü ey belde
Canlan
Ve hüzırlan
Bir gün
Olgun bir incir gibi
Patlayacak ve balını dökeceksin yeryüzüne
II
Tepeler arasına
Demet demet iniyor çehreler
Ap ak yüzler kavisli kaşlar
Kalın dudakları beşerin
Öpülen bir rüya katıyor içine
Adım adım doluyor vadi
Gözleri mercan develer
Yüzleri ipekliler
Atlas zenginlik genişlik
Biri diğerinden yumuşak
Biri ötekinde görevli
Tepeler içinde vadi
Vadi içinde Kabe
Sana geliyorlar
Böyle istendin Ve işitildin
Her kime seslendinse
Geliyor
Ve yüzyıllar ne çabuk
Eteklerine kara otlar takılarak
Günah kapıları arlanarak
Ak Taş benek benek kararıyor
Vadi insan doldu
Kimi elini alnına atarak
Deprendiren bir rüya görüyor
Çadırını yıkıyor o sabah
Kimi elinde Kabeden bir taş
Yaban illerde öpmek için
Kabeyi öpmek yerine
Kimi gözyaşını yolluyor önden
Kuzey güney gurbetlerine
Kâbe taşlarına şimdi
Doğuda batıda putlar
Değiyor
Hadi Hacca gidelim
İbrahimi hoş edelim dedikçe
İkisini birden tutan eller
Geldikçe Kabeye bunlarla geldiler
Put araya girdi
Ezada
Gerek Sevinçte mutlulukta
Vadi insanları artık
Öte dünya şüphesi
Yürekleri
Vadi insan dolu
Hani o su
Unutuldu
Kuyusuna taş üstüne taş atıldı
Beldeden kovulan eller
Cürhümiler
Kinlerini beleyip berkiterek
Hani o su
İsmailin topuğuyla bulduğu
Huzaa
Düş suyun ardına
Hayır kader
Kitlendi üstlerine
Sıyırdı palasını şeytan
Biri
Puta tapar Moaiblerden
Hübel’i getirip dikiyor Kâbeye
III
İbrahim soyundan Kureyş
Diğer bir kol Huzaa
Çekilip bırakılınca titreyen
Çeliği
Arap kılıçlarının
Kureyşten Kusayy
Huzaadan Huleylin kızı
Buluşuyor
Dağın ikiye ayırdığı ırmak
Kusayyın elinde Kâbe anahtarları
Vergileri o toplar
O bakar hacılara
Kusayy şöyle dedi
Artık çadırlardan çıkalım
Evler kuralım
Dar’un Nedve
En büyük evin
Kusayın
Kusayy öldü oğluna bırakarak şu kelimeleri
Sen açmadıkça Kabeye kimse girmesin
Kureyşin bayrağı senin elinde
Hacılar
Doymasın içmesine yemesine
Sen vermedikçe
Abdul Menaf oğulları Haşim ve dostları
Kadınları
Kâbe yanında
Bir tas güzel koku içinde parmakları
And içtiler birlik için
Sürerek ellerini kabe duvarlarına
Böylece görev ikiye bölündü
Abdul Menafta vergi
Abdud Dar’da Kâbe anahtarları
Haşim ne güzel
Nasıl titretici sesin
. Siz Allahın evinin yakınlarısınız
İşte hacılar geliyor
Onlar Allahın misafirleridir
Hiçbir misafir, onunkiler kadar
Cömertlik beklenmez
Haşim kurar yaz kervanını
Kışınki de onun
Yol Mekkeden Şama
Yol üzerinden Yesrip / Medine
Burada yahudiler
Ve birbirleriyle kardeş iki oymak
Evs ve Hazreç
Haşim ve Yesripten Selma
Evlendiler
Bir oğulları varken öldü Haşim
Kardeşi Muttalip Mekkeye götürürken oğlu
Görenler şöyle dediler
Bu Abdulmuttalip / Muttalibin kölesi
Hayır dedi Muttalip
Ama adı Abdulmuttalip kaldı.