Hac yolunda bir merhale
Kalbin ve cesedin azık yeri
Tekkeler zaviyeler medreseler ve ulema
Yemiş yüklü ağaçların kolları kökleri
Saf ve seven bir göz gibi bakan şehir
Şimdi tüller arkasına geçmiş gibi
Büllbül yolar dudağını
Bakınca kara aklın batağına
Yetmişbin şehit
Sayısınca billur kase
Öyle bir sarsan ses
Gür gümrah dalmış Hak’la yarenliğe
İçinden akan nehir
İki yakayı çatan nehir
Ak durmadan ak
Yetmişbin kola ayrıl beş kıt’a ak
Sarıklar kan oldu
Ak sakal kan oldu
Demek bitmedi kerbela
Hama kerbelası dehrin
Nasıl kuru dudakları devlet olduysa Hüseynin
Şehit ağzını değdir üstüne ölü kalbimin
Bülbüller anıp susar sesini
Nice tevhit çekti dillerin
..ve üstüm başım perişan benim
Elim hayret kısa kamalarım kayıp
De şehit nefesini değdir üstüne ciğerimin