Verimsiz bezgin
Geçti günler
Uçtu çekip karnından kopardığım tüyler
Şen miyim martıları koluma takarak
Bir güç denemesiyle pazularım
Kahverengi-kendi kendine canlı-kabararak
Birara bütün kuvvetlerim elimde
Öyle ki dalgalar gibiyim
Bir okyanus kalbinde
Çevirdim hem üç kere numaranı
Birileri bir cumartesi
Müthiş morarıp genişlediğini bildirdiler
Şaka mı bu hayır şırrak bir şok
Üzülmüyorum korkmuyorum ağlamıyorum
Sadece
“Melenkoliniz uğradı” diyor pansiyoncu kadın
“Haber vereyim dedim yoktunuz dünden beri
bekliyor odanızda”
Elimle
Kendi elimi tutuyorum
Yan yana gidiyormuşum gibi kendimle
Ah yine bir aldatmaca durma koş
Bu ses
Telefonun olabilir
Yineliyorum kendimi
Önüne itiyorum hayalinin ölü seslerin
146 31 çift sıfırdan 18 çalıyor
Kaldırıyorum ahizeyi
Mazara şu
Beton kalıplarının içine akıyorsun harçla
Gelebilir miyim mümkün mü
Vıdı vıdı çenebaz sokaklar
Düşman baltalar vitrinler yola doğru küstah
Gelir miyim dersin
Yaban çehrelerin tırpanlarını göze alarak
Koca kent bir sancı dayanamayıp kalabalığa
İlk eczaneye dalacağım
Hani şöyle birden sessizlik yumuşak
Minik hafif eller cam tezgahta
Sürüngen
Em
Aspirin
– Bana bir aspirin
– Kutu tablet?
– Farketmez
Isırmasın da timsah gibi
Ilık kocaman bakışlar
Şaşırmak isteyerek
Biri saklasın beni
Eskilerin yüzaklarından
Bir incelik gösterin
İncinmesin yüreğim
Hala içerdeyim dikkatle bakıyor eczacı kadın
– Otuz liranız yok muydu
Olabilirdi sancıyla susuyor bakışım
Biri bağırarak konuşuyur
Biri giriyor
Veya öyle bir sükut
Başka?
Hava sıcak nemli ağır
Ağustos temmuz
Kuru havaları arıyorum
Bir de isteğim var
Dişlerim onaltı yaşımdaki gibi olabilir mi bir gecede
Bakışlar boşuna
Kırmızı dudak izleri mektuplar boyunca
Bir yalan
Ansızın uyanıyorum her gece
Biliyorum bahçede dolanıyorlar
Solukları kapı önünde
Beni istiyorlar
Onlarla yemek yiyorum düşümde
Kendimi yalnız bildiğim her gece
Yalvarışım ağlayışım
Cenkleşiyorum kendimle
Medet
İmdat
Bir ses kaydına
Upuzun iniltiler bekliyorum
Danışman olarak gırdapları
Yeryüzünden arta kalan bütün deprem kırıntılarını