Bunları da Okuyun

    Sivas Acısı Şiiri – Aziz Nesin

    28 Aralık 2021

    Kopan İp Şiiri – Bertolt Brecht

    29 Aralık 2021

    Gecedir Şiiri – Türkan İldeniz

    29 Aralık 2021

    Kanser Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Fünûn-ı ‘Işk İle Dil Oldı Zû-fünûn-ı Cünûn Şiiri – Aşık Çelebi

    29 Aralık 2021

    Turan Şiiri – Yavuz Bülent Bakiler

    29 Aralık 2021

    Tortul Şiiri – Adnan Azar

    29 Aralık 2021

    İntiharcı Çocuğun Son günleri Şiiri – Charles Bukowski

    29 Aralık 2021

    Abu Salam Şiiri – Ezra Pound

    29 Aralık 2021

    Gönül Yare Çatayım Der Şiiri – Kuloğlu

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Cahit Zarifoğlu»Kuşak Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Kuşak Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Cahit Zarifoğlu- Cahit Zarifoğlu
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Babam hemen hakanolur
    kervan yüklü geceyi taşıyan ormanda
    bar bar bağırır develerini

    Durmaz babam
    Öncü seher yıldızından
    apaydın olan başını
    savaş uçlarında
    ölçer soylu oyunlarıyla
    düşmanın güzel borazan seslerini

    Savaşa gerilir babam
    elinde bir karanfille bekler
    atılır kentlere

    Sular direnir
    Çünkü padişah hala güneşe bakar
    Akşam geç yürür denize
    sonsuz savaşlar kaçan atlar
    yük bilek sayısız güçle
    açılan bir saray kapısını
    kapatır ve padişahlar

    sorarlar ava koşan avdan dönen
    kanter avda koşan mızraklarını

    Sancılı bir duruşla taştan çocukların
    serce dolu bavullarını
    açarlardı seccadeler şehzadelerin
    artist sessizliğine

    son büyük soygun son büyük insanın
    içinde yaşatmak duran
    sayısız ince parmaklarını
    medrese parmaklarını
    vakıfhan parmaklarını
    …ve barış parmaklarını
    palyaço resmen saklı maşalarla
    taşır sehpalara

    oysa babamla bir kraldı anam
    ilk ve sonsöz kitap açardı önüne
    Adını ona göre koyardı
    bir şehrin
    ve şehri kendine getirenlerin

    İnce ve alabildiğine
    giyinip kuşanıp ağlıyan
    her bakışın dışında duran kadını
    sessiz ölümlere çağıran ben
    tık nefes ölümlerimle
    sıradaysam vahim bir gerçeği
    geçer ve titrek seçişimle
    bütün bir insan çarpıntısını
    şurda
    hani şu dokundukça
    yalnızlık değeri azalmayan
    bir çocukluk gecesinde gamzeler

    bir ilkbahar parçası ve hançerede heceler
    senin aklında pusuda serüven
    benim beklediğim (şal gezisi
    uçurtmaları) seçerler
    takarlar peşine
    çocuğunu kanla seven
    suya karla yürüyen
    yağmuru sımsıkı tutan bulutun

    bu sal benim canıma yakışan
    bir sabaha yaklaşır
    gidip alınır bir ev gibi
    çağırır barıştığını
    şapkalarına atıp hafif
    kuş gibi asılan insanların

    Kuş
    ürpertir ağzında
    ağaçsız insanı
    imkansız erkek büyük ağlar
    buzlarda

    baş taşlaşır
    ağrıyı kolay kazanır gibi
    kadında dur erkekliği söyle

    daha su balık ve yosun var
    peşinden demir alıp demir atılan
    bir takım ürkek beyaz kollardan
    çıkan yola koyulan yükselen
    yetişen ve koybolan
    ne kadar rüzğar varsa
    ölülern akan ırmaklarıyla
    tekrarlanan dağları

    Orada besbelli ölmekle sular boyunca
    şaşmadan beklenişin
    Ne kadar vardığı onlar varsa
    Bütün onlar
    fazlasıyla evlerindeler
    ve yüksek sarnıçlı kalipsoları
    denizin altına bir bulut şeklinde
    indirir yağmur

    gemileri hesaplayan
    şehirde sinsi seslerini insanların
    denizin zahmetsiz
    hayatın hayuhayhayla tuttuğu
    ki onlar süslenme odalarıında
    aynaların içinde kendi ölümlerine
    Makyaj

    Bilmezler
    Oysa onlar söylesin
    yanılmışların hanisi
    hangi vahşi hayvanın
    hangisi o kadar benim

    Bu bensem
    gelişim gidişim bir şikayetse
    katlanıp küreye
    uzanmış uzun gövdemi bir yatağın
    ölümü süsleyen secdesine
    durmuşsam kapıya çağrılan karaltının
    omuz başından uzakta bir şehir
    tastaman bir şehir geliyor omuzlarını titretip
    bir yanlış doğru olmayan anne gibi
    gizlenmiyor bu asır onun başından
    güneşte dipsiz kova beni seçmiş beni seçmiş

    canlı canlı ağlayan hücrenin
    huyunu ve öz toprağını
    yoklayın siz çok yorgunum ben bakınıyorum
    saniyen daha solgun daha içinden çıkılmaz
    gün doğumuna hazır bir bardak çay
    bir büyük bardak mitralyöz

    Bir dolmayan yanımız
    bir de hergün korkudan bir şeye
    dokunup kalıyoruz
    kanımızdan zehirli bir iğne geçiyor
    ve güneşten korkuyoruz.

    Bunlara benzer bir yüzüm var
    her virajına insanlar devrilir
    ama soylu deyince ben
    içerde kalmış bir insanım

    Taşırlarınıza bunun için
    hem kendim binmiyorum
    hem söylemezdim
    nedir sormazdım
    birşey durunca
    kaçarsam su koşmak
    bilinen birşey midir

    bir köpeğin yeni doğmuş
    konuşmayan eniklerini iskelede bir adam
    korkunç bir sepete mi koydu
    onları
    denize o mu götürüyor

    peki
    ben kimim

    Cahit Zarifoğlu şiirleri Kuşak Şiiri - Cahit Zarifoğlu Kuşak Şiiri - Cahit Zarifoğlu şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Yaşamak Güzel Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Su Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Yaşamak Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Şehriyar Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Sevgili Dostum Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Özetler Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Bunları da Okuyun

    Tövbekar Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Çocuk ve Ağaç Şiiri – Arif Nihat Asya

    29 Aralık 2021

    Hayır Şiiri – Süreyya Berfe

    29 Aralık 2021

    Renkler-şekiller-sayılar Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Aziz Mahmud Hüdayi

    Müfredât 63 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    Aziz Mahmud Hüdayi

    Eğer bir kimse sıdk ile derûndan etse istiğfâr Umarız mağfiret ede ana ol Hazret-i Gaffâr

    Dokuz Felek Şiiri – Kaygusuz Abdal

    29 Aralık 2021

    Tövbeye Gel Şiiri – Eşrefoğlu Rumi

    29 Aralık 2021

    Güney İlleri Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Muhammed Mehdi’yle Hak Sancağını Şiiri – Sıdkı Baba

    29 Aralık 2021

    Âgâz-ı Gazeliyyât 77 Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021

    Aşamalar Şiiri – Hermann Hesse

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Ruhsati şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Karacaoğlan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.