Bunları da Okuyun

    Kalıt Şiiri – Ahmet Günbaş

    29 Aralık 2021

    Bir Kadını Beklemek Şiiri – Ataol Behramoğlu

    21 Mart 2022

    Seni Düşündüğüm Türkü Şiiri – Afşar Timuçin

    29 Aralık 2021

    Zor Kadın Bilmecesi Şiiri – Adnan Satıcı

    29 Aralık 2021

    Sevda Sevda Derler Behey Yarenler Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Ne Hoş Yaraşdı Sipihre Kevâkib İçre Hilâl Şiiri – Baki

    29 Aralık 2021

    Darağacı Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Tam Otuz Yıl Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021

    Kıt’alar-rubâiler 22 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Sakın Dokunma Destime Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Cahit Zarifoğlu»Su Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Su Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Cahit Zarifoğlu- Cahit Zarifoğlu
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Taşlanan kadınlar yankır
    girdap duvarda ve sırları çözük aynalar
    bir aynanın civarda hayvan otlağındaki benzeri
    yüzler kuyuya inen gözü terkeder
    sıcaktır orfe yaklaşır
    kavalsız ve çılgınca döner kaderine bir kez daha bakar
    açlığa üşümeye kartalın alnında duran yıldıza
    bir kere daha daha yalnızlığa
    kati ve aşk geçerliliğini ortaya koyarak
    ulusal ve benci iki çingene arasında
    bir kere daha yalnızlığa
    atılarak

    Yerin içinde yüzlerle hücum
    bütün özentili yekinmelere doğru karşı
    bütün nedensiz gençliklere doğru karşı
    bütün……………doğru karşı
    aç olan karın
    soylu olan yoksulluk
    ve mızrakla gelen alın

    yerin gezisinde insan vardır
    ağulu bir diş put taşında
    doğacak çocukların toplandığı çadır taşında
    ava çıkmıştır

    Aşk tunç çekmiştir bizle olan sırttına
    birbirini çaresiz bırakan çehrelerin
    yaralı ceylanı bulup tepindiği
    (Fırat birden bire kaybolur bir mağarada)
    sevenin kurbanla alınıp kurbanla ödendiği
    güneşin aşktan sudan ve topraktan
    daha hızlı yöneldiği

    raskolnikof
    müthiş bir iman ağrısı çekmektedir.

    Güvercinler toplandı sofralar kuruldu
    Ağaçlar bahçede kızgın güneşle çatıldı
    Elma tadları ağır ayrılık tadları
    Yalnızlıkla toprağa savruldu

    Katerin açık kollarıyla yaklaştı üç tuzaklı odalarıyla
    mükemmel bir karpuza yaslanmak
    suya çağrılmak
    bir de içindeki ziynetleri hor görmek iyice

    oysa güneş ağırlaşsın siyah saçımız uzayan başımızda
    alnımızın dibinde kalsın seçkin ve Horasanı kayıran
    gözlerimiz
    Hiç akla gelmedi
    Beraber kırları hüznü atmaya yarayan bir annenin
    dallara takılıp ağrıyan yaralarıyla yattığı

    gerçekten canlı göğsü boğucu çaylarıyla
    akşam suyunda bir sütun mermer içmiş
    her erkeğe bir yılan üfürmüş

    2

    Ciğerlerde ölüm akar
    Çeşme
    İnsan hesapsız çocuk üfürük
    kendinde olmayan gürz kapanan ayna

    mektep taze ekmek dilimi zeytinin içindeki bağırgan
    ölüm
    sıkışmış aramıza
    sandalyenin dibinde mi
    dudak sıcak çay bardağına kapanırken
    salıncak onunla içten içe anlaşma
    cevizin ipi tıtan çocuğu kayıran dallarında
    yeşil yaprakta veba
    ölüm evin hangi bilinmezinde ya da açıkca
    küçük kardeşin avucunda mı

    uzak insan sahillerine
    kelimeyi dolanan dillere
    taşıdılar zeytin
    kahvaltı ve zeytin
    sofrada üç büyük zeytin üç kanlı bakış

    Ölünün ağzına zeytin kondu
    şiş dudakların arasına
    sonra geniş omuz yaralarında
    adamlar kırılan camlar taktılar

    3

    İnanç yiğit ev sorardı bulup konaklardı
    Kanlı göz ufuk tarardı
    Cürümlü başta her geyik akışında
    Örtülür dudaklar çünkü kalbe çarpılırlar

    el gezer tenhaları dolanır ufak tüyler
    ve tüyler ki ateşle diklenirler
    kendi namlarına egemen olarak
    üşüme kabarcıkları tad kabarcıkları

    ürpermelerle unutkanlık
    yerin bir zaferle doğrulması cürme katık olarak
    dantel kalb vurması su kapları
    ıslak naylon örtü ve ıslak cimrilikle
    ustalıkla yaprağa ilave peçete
    yorgun ve evvelden haber
    sonra saralar
    sıradadırlar

    Kapılar baskıyla kapalıdır
    onlar yontup hamam kapılarını
    kulaklara ses kutuları
    Ormanlar avazlarıyla parke taşlar
    Kurtlar
    Yıldırım
    Avizeler

    Orada köşelere düşler yerleşir yatakları kollar
    Uyku canavar kıvrımlı batarlı saldırır
    Ev tilkiyle sarılır kuşatılır
    Yorgun bir masal uzakta kaybolur
    Kulaklarına yosun ve balık biriken çocuklar
    Toprağın rengine katılan
    Hızla yorgana atılan
    Göğsümüze sırtımızaateş bastıran
    Örtünen çıldıran çocuklar
    La onlarla alev açıyor her yanımız
    Anlaşalım

    4

    Denizde büyüyen av hayvanı
    suları derin denizleri boyıyan mürekkep hayvanı
    uzatır gözlerini ince çalgılar içinde şavaşlarla
    tiz sesli yuvarlak ağızlarıyla
    bu kez bu alçıyı donduranla
    kapalı denizlere kapılıp açık okyanusta
    kayalardan inen hızlı koşan bağırlar
    ayakta durlar
    KALKlar

    oturun babamı
    ben güvercin saçlı çocuktum
    buzlardan başlayıp vurdular
    dağların yabani timsahında

    sanatın fiziksel geçerliliğe kadar
    vurdular
    babam up uzun yatandı kumda
    ölü ve uzaması birden duran saçlarıyla
    çünkü öylesine kendi ölümü

    başını yastıklardan kaçıran uykulu başınıcümle odalardan
    hep kumlar vardı çünkü uykuya yaklaşırken
    üzülecek ve sevinç duyacak yerlerde
    dudakların içinde kulak yollarında
    adamın öldürülüş sesi
    sofadan sokak kapısından
    pencereden kumluğa okyanusa
    ahrete olan dostluğumuza yakınlığımıza

    Cahit Zarifoğlu şiirleri Su Şiiri - Cahit Zarifoğlu Su Şiiri - Cahit Zarifoğlu şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Yaşamak Güzel Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Yaşamak Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Şehriyar Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Sevgili Dostum Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Özetler Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Toprak Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    Bunları da Okuyun

    Sıradaki Ezan Sevip De Kavuşamayanlar İçin Gelsin! Şiiri – Alper Gencer

    29 Aralık 2021

    Aşk Artık Burada Yaşamıyor Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    İşler Yolunda Gidince İnsan Ölmek İstiyor! Şiiri – Alper Gencer

    29 Aralık 2021

    Uzun Kanatlı Kuş Sürürleri Diliyorum Sana Şiiri – Akgün Akova

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Melih Cevdet Anday

    Ses Şiiri – Melih Cevdet Anday

    Melih Cevdet Anday

    Uyandım ki ses içinde kalmışım Yüzüm gözüm ağzım burnum ellerim Aralanan deniz kapısının sesi bu…

    Şimdinin Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Meğer Bize İmdat Ali’den Ola Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Zor Bezirgan Bunun Adı Şiiri – Köroğlu

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Ali’min Türküsü Şiiri – Sadettin Kaplan

    29 Aralık 2021

    Sevdiğim And İçip Söz Vermiş Şiiri – Sefil Selimi

    29 Aralık 2021

    İhtiyarlık Şiiri – Orhan Veli Kanık

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Agah şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Karacaoğlan şiirleri Ruhsati şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.