Kanıt aramadı hiç; kuşku duymadı.
Düşündü durdu geride bıraktıklarını,
genç ölüleri.
Nereye yerleşeceklerdi karaya çıktıklarında?
İşte şu boş ahşap ev kıyıda, Rumlardan kalma,
O bildik sesi denizin aynı dili konuşan.
Oysa susarak geçirebilir o, kalan günlerini.
Kim sürecek şimdi bıraktığı mallarına
Karşılık verilen on dönüm tarlayı,
Kim toplayacak zeytinlerini yüz kırk ağacın?
Alış alışabilirsen yeniden
Bu yeni rüzgara, meraklı komşulara.
Martılar aynı martılar mı
Unutmaya çalıştığın adada uçan?
Kanıt aramadan, kuşku duymadan
baktı durdu denize
onu çok uzaklardan
sağ kalanlarıyla
bu kıyıya getiren.