Bunları da Okuyun

    Metin Altıok İçin Şiiri – Ahmet Necdet Sözer

    29 Aralık 2021

    Bırakın Kalsın Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Aşk İle (Baktım ki) Şiiri – Cahit Sıtkı Tarancı

    29 Aralık 2021

    Merak Şiiri – Nevzat Çelik

    29 Aralık 2021

    Baydiğin Başında Duman Irımaz 1 Şiiri – Muhlis Akarsu

    29 Aralık 2021

    Yine Bir Sevdaya Düştüm Şiiri – Kul Himmet

    29 Aralık 2021

    Seven Bir Kadın İçin Sone Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Abanoz Sokağı Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Amentu Şiiri – İsmet Özel

    21 Mart 2022

    Sanatkarın Ölümü Şiiri – Cahit Sıtkı Tarancı

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Cezmi Ersöz»Hayat Bir Emrin Var Mı? / Titrek bir mum ışığında yaşayan annelerimiz Şiiri – Cezmi Ersöz

    Hayat Bir Emrin Var Mı? / Titrek bir mum ışığında yaşayan annelerimiz Şiiri – Cezmi Ersöz

    Cezmi Ersöz- Cezmi Ersöz
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Yıllar sonra itiraf etti. Üniversitede okuyan üç erkek çocuğu vardı ve faşizmin gemiyi azıya aldığı günlerdi. Silahlarını hayatlarının en üstün gücü sayan faşistler tarafından öldürülmemiz an meselesiydi. Küçükyalı MHP’de benim için “vur emri” çıkmıştı. Eve arka bahçelerden dolaşarak giriyordum. Sonra, biz geceleri derin uykulara daldığımızda, sessizce uyanıp sokak kapısının önünde, bir sandalyenin üzerinde sabahlara kadar bekliyormuş: Eve, kapıyı kırıp bizi öldürmeye gelen faşistlere önce kendi canı ve bedeniyle karşı koyabilmek için. Gün ışımaya başladığında biz onu görmeyelim diye usulca yatağına girer, biraz olsun uyumaya çalışırmış.

    Çoğunlukla bizim için katlandıklarını göremezdik. Yaptıklarını hemen hiç önemsemezdik. Titrek bir mum ışığı gibi yaşardı. Biz büyük düşlere koşarken, o küçük dünyasında bizim için eşsiz anları örerdi. Farkında değildik. Çok da konuşmazdık onunla. Bir şeyler anlatırdı, sıkılırdık. İçten tek cümlemiz yeterdi, artardı oysa. O cümleyi kuramadık. Vaktimiz kısıtlıydı, devrim yapacaktık, Ama bizim için her gece kapı önünde canını siper eden annemizden haberimiz yoktu! …

    Annemiz, annelerimiz, bizden umudu kesince teselliyi birbirinde arayan kalbi kırık insanlar… Her gün önümüzden defalarca gelip geçen ve bizlere sırılsıklam âşık olan; ama sevgilerine asla karşılık bulamayan o bedbaht insanlar…

    Onların tren istasyonlarında, otobüs duraklarında, ağaç altlarındaki bankalarda birbirleriyle konuşurken, dertleşirken, birbirlerine kalplerini açarken görüyorum. Gözlerindeki derin acıları, çamaşır yıkamaktan kurumuş elleri, solgun eşarpları ve insafsız ağırlıktaki alışveriş torbalarının yardımıyla tanışıyorlar birbirleriyle. Hemen oracıkta çocuklarına duydukları o derin sevgiyi, o naif öfkelerini, parçalanmış hayallerini anlatıyorlar birbirlerine.

    Ah o evlatlar, o acımasız sevgililer neden hep böyledir onlar? Neden hep böylesine soğuktur kalpleri? İşte hepsi binip gitmişlerdir arzu ve ihtiras tramvaylarına. Arada bir, bir lütuf gibi gelip yüzlerini gösterirler. Ama yanlarında asla kalplerini getirmezler. Düşünmeden ve özensizce konuşurlar onlarla, vakit geçirir gibi. Sıkıcı bir görev gibi! …

    İşte çabucak geçti öfkeleri. Bir sessizlik girdi araya. O eski soru atıldı ortaya. Şimdi nerede ne yapıyorlar acaba? Sabah evden çıkarken ördükleri gül kurusu ya da uçuk mavi veya şarap rengi kazaklarını giymişler midir? İyi bir kahvaltı yapmışlar mıdır? O ışıklı omuzları gece açıkta kalıp üşümüş müdür? Eşleri onlara mutlaka iyi bakmıyordur. Çünkü sadece kendileri onları aşkla düşünüyordur. Çünkü aşkın olmadığı yerlerde geceleri omuzlar açıkta kalır. Aşkın olmadığı yerlerde mutfaklarda besleyici ve lezzetli yemekler pişmez. Aşk yoksa gözyaşı ve dokunaklı dizelerle örülmüş gül kurusu kazaklar giyilmez, unutulur. Aşkın olmadığı yerlerde koşullu sevgiler vardır. Herkes birbirine sevgisini ölçerek, biçerek verir. Oysa anneler çocuklarını, yani aşıklarını hep yarın öleceklermiş gibi doyasıya ve imkânsız bir aşkla severler.

    Oysa çocukları sevgililerinin kendilerine öyle ya da böyle veda edişlerini hiç unutmazlar ve hep yürek çarpıntısıyla anarlar da, ama annelerinin onlar giderken, evden çıkarken sırtlarına hafifçe utanarak, belli belirsiz dokunmalarını hemen hiç hissetmezler, hissetseler de üzerinde pek durmazlar. Omuzlarına o arkadan dokunuşun içinde çok büyük anlamlar vardır. O dokunuşta imkânsız bir aşk vardır oysa…

    Anneleri görüyorum buradan. Birbirlerinin kırık kalplerini sarmak, o umutsuz ve imkânsız aşklarının acısını dindirmek için tren istasyonlarında, otobüs duraklarında, ağaç altlarındaki banklarda bir araya geliyorlar. Gözlerindeki derin acıları, çamaşır yıkamaktan kurumuş elleri, solgun eşarpları ve insafsız ağırlıktaki alışveriş torbalarıyla… Titrek bir mum ışığında yaşayan annemiz, annelerimiz. Biliyorum her şey için çok geç değil; ama yaptıklarımdan utanıyorum. Çok utanıyorum! …

    Cezmi Ersöz şiirleri Hayat Bir Emrin Var Mı? / Titrek bir mum ışığında yaşayan annelerimiz Şiiri - Cezmi Ersöz Hayat Bir Emrin Var Mı? / Titrek bir mum ışığında yaşayan annelerimiz Şiiri - Cezmi Ersöz şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Otobüsümüz Yolun Kenarında Öylece Duruyordu Şiiri – Cezmi Ersöz

    Bir Hayalet Şiiri – Cezmi Ersöz

    Yedek Sevgili Şiiri – Cezmi Ersöz

    Soru İşareti Şiiri – Cezmi Ersöz

    Vazgeçmedim Şiiri – Cezmi Ersöz

    Son Yüzler / Varoluşçu Boyacı Şiiri – Cezmi Ersöz

    Bunları da Okuyun

    Köpek Yalnızlığım Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Unutulmuş Bir Akşamın Türküsü Şiiri – Afşar Timuçin

    29 Aralık 2021

    Giden Gençliğe Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Gör Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Abdurrahim Karakoç

    Olmuyor Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    Abdurrahim Karakoç

    Kahkaha atmayı bırak bir yana, Tebessüm bile yakışmıyor bana… Baksana çocuğum, Baksana! Pınarlarım susamış, Ekmeklerim…

    Çalap Okulu Şiiri – Yunus Emre

    29 Aralık 2021

    Dîvân-ı İlâhîyât 22 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Bitkisel Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Hazırlık Şiiri Şiiri – Sina Akyol

    29 Aralık 2021

    Sana Şiiri – Walt Whitman

    29 Aralık 2021

    Sılama Varayım (Bakın Dostlar) Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Ruhsati şiirleri Agah şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Karacaoğlan şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.