kandan kına yapmışlar
ellerine yakmışlar
dünya denen gelini
duvağından asmışlar
biz şimdi aşktan Burka
aşık olup bir yıldıza konmaktan
gülün yaprağından, öpüşmenin tadından
nasıl…?
Adın neydi Burka?
koynunda patladı patlayacak bir bomba
gibi uyurken oğlun, şafakla
kandahar ve mayvan ve herat
memelerinde on yılların irini
akarken, yaralı atların ölüme terk edildiği
yataklarda bir kez daha
ikiz kulelerin tozuyla, sevişmesiz
uyanırken, Burka…
kat kat çarşaflar gibi serilmişken hayat
sen acı katında yok katında
ölürken, nasıl, Burka…?
kalp yerine bir kilidi taşımaktan
yorgun adamların gövdesini taşıyan
kardeşim, buraya nasıl…
mızrak ucunda oğullar ve kızlarla
yürürken dünya
avutayım seni hangi masalla
bir tas çorba bile değilsin açlar sofrasında
kurtlar uluyor Burka
koynundaki oğul koca oluyor
kabil ve kandahar ve incirlik
ve new york Burka
kasıklarında geziyor
dokuz ay dokuz düğüm öldün
adın bile konmadı Burka
senin kanındır akan dünyanın tüm sokaklarında
(Dünya Tutulması adlı kitabından)