kalkıp bir ağacı suluyoruz ellerinle
yağmura bakıyoruz -hep yağıyor-
pirinçhan’da bir gramofon
-beni kör kuyularda…
ellerin öylece duruyor masada
kuyum ustası ellerin
bir şunu unutmuyorum
gülerdin, şenlenirdi bahçelerim
ben alıp ellerini uzaklara gideyim
ardım sıra kambur cüce
çevirsin çemberini
alıp gideyim ellerini…ellerinin
tenimdeki gül dövmesini
kaç kış uyudum, unuttum
karlar nasıl erirdi soğuk göllerde
paslı dilim ağulu dilim kekeme
çamaşır günleri kapı önleri sevişmeme
saatleri evlerin, bir peygamber çiçeği
ağzında yarım bir cüzle
beni ezberle, diyor, beni ezberle
bir bunu unutmuyorum, bir de
parmak izlerini,ateşler içinde
kaç vurgun kaç hastalık
ölmedimse, telkâri gümüş
ellerin, işlediği için
bir gül
bir daha
köklerime
bir şunu unutmuyorum
aşk engüzel yenilgi
ellerin değince denizlerime