yorgun atlar gibi geliyor
yaralı orman ağulu dağ
kar yüklenmiş dallar gibi geliyor
beni diyor, taşların arasında
bir su sesi gibi sakla
rüzgâr yemiş otlar gibi geliyor
açık kitap sararmış ekin
ateşe verilmiş tarlalar gibi geliyor
en güzel akşamı kuruyor
en güzel ay’a
en dar odayı
en geniş sokağa
en uzun nehri
en derin uçuruma
uzun sürmüş savaşlar gibi geliyor
kırık kemik, kesik kol, kınına
sığmayan hayat gibi geliyor
beni diyor, bir sarmaşık
gövdene tırmanır gibi kucakla